“Her Şeyi Son Ana Bırakıyorum.” Peki Ya Yaşamayı?

kategori

Yakın İlişkiler

“Her Şeyi Son Ana Bırakıyorum.” Peki Ya Yaşamayı?

Ertelemek hepimizin farklı yoğunluklarda da olsa başvurduğu bir davranış. Aslında ertelemek her zaman kötü değil; bazen psikolojik ve fiziksel sağlığımızı korumak, kendimize dönebilmek ve zor anlarımızda güçlenecek alanı bulabilmek için gerekli bile olabiliyor. Fakat ertelemek kronik ve otomatik bir hale geldiğinde bizim için zararlı bir davranış haline gelebiliyor. Kendimizi yalnızca görevlerimizi değil aslında yaşamın kendisini ertelerken bulabiliyoruz.

Günlük hayatımızın içerisinde gerçekleştirmemiz gereken ya da gerçekleştirmeyi dilediğimiz eylemler bizde çeşitli duygular çağrıştırıyor. Bu eylemleri ertelediğimizde aslında bizde uyandırdığı duyguları deneyimlemeyi erteliyoruz. Bu duyguların bazıları eylemin doğasından, bazıları kendimize dair bakış açımızdan doğuyor. Örneğin, evimizi temizlememiz gerekiyorsa bu iş yorucu olduğundan bizde olumsuz duygular uyandırabiliyor ve temizliği erteleyebiliyoruz.



Diğer durumda ise devreye kendimize dair inanışlarımız ve duygularımız giriyor. Örneğin, severek okuduğumuz bir dergiyle yazımızı paylaşmak istiyoruz. Bunu yapmayı çok istesek de kendimizi aylar geçmiş ve o maili göndermemiş halde bulabiliyoruz. Çünkü belki de göndersek bile kimsenin o maili açmayacağını, açsalar da yazımızı beğenmeyeceklerini, beğenip yayınlasalar bile okuyucular tarafından eleştirileceğini düşünüyoruz. Kendimizi yetersiz hissettiğimiz, kaygı duyduğumuz veya bilgi ve becerilerimize güven duymadığımız için erteleme davranışı sergileyebiliyoruz.



Erteleme davranışı “son tarih”i olan işlerde genellikle daha az zararlı oluyor. Çünkü çoğunlukla son ana kadar bekleyip - bazı bedeller ödeyerek de olsa - o işi zamanında tamamlıyoruz. Fakat sahilde piknik yapmanın, uzun zamandır istediğimiz resim kursuna yazılmanın, sağlığımıza dikkat etmeye başlamanın ya da sevdiklerimize vakit ayırmanın bir son tarihi yok. Bu nedenle diğer durumda var olan başkalarına karşı sorumluluk ve yaptırım gibi itici güçler devreye girmiyor ve ertelemek birkaç gün veya hafta olmaktan çıkıp tüm yaşamımıza yayılıyor. Bu da kendimizi gerçekleştirme potansiyelimizin önüne bir duvar örüyor.



Ama maalesef hayatı son ana bırakmak, fazla büyük bir risk olabilir. Kendimize, önceliklerimize ya da beklentilerimize yeniden ve daha şefkatli bir şekilde bakmak bu konuda bize yardımcı olabilir. Başarısızlığa ve dışarıdan gelecek yorumlara karşı inanç ve düşüncelerimizi yeniden değerlendirmek yolumuzu aydınlatabilir. Çünkü hepimiz geriye dönüp baktığımızda ertelenmiş bir yaşam yerine başarısızlıklar ve hayal kırıklıklarını da içeren dolu dolu yaşanmış bir hayatı hak ediyoruz.relate-banner

Estroff Marano, H. (2005, July 1). Why We Procrastinate. Psychology Today. https://www.psychologytoday.com/us/articles/200507/why-we-procrastinate
Steel, P. S. (2010, December 2). The True Meaning of Procrastination. Psychology Today. https://www.psychologytoday.com/us/blog/the-procrastination-equation/201012/the-true-meaning-procrastination
Whitbourne, S. K. (2012, April 10). The Paradox of Procrastination. Psychology Today. https://www.psychologytoday.com/us/blog/fulfillment-at-any-age/201204/the-paradox-of-procrastination

Benzer yazılar

Muhammad Suleman - Souls of Sunshine

Kendimizle ilişkimiz romantik ilişki memnuniyetimizi olumlu etkiliyor!

Öz şefkat, duygusal zeka ve farkındalık gibi kendimizle olan ilişkimize dair kavramlar romantik ilişki memnuniyetimize etki edebiliyor.
Lionel Le Jeune - Indian Summer

Daha Motive Hissetmeniz Mümkün!

Uzun süredir motivasyonsuz ve amaçsız hissediyor, günlerinizin durağan ve birbirinin aynısı gibi geçtiğini düşünüyorsanız languishing yaşıyor olabilirsiniz.
Sahara Novotna - Willing To Take Risks

Riskten Kaçınmanın Riski: Konfor Alanlarımız

Siz de konfor alanınızdan çıkmakta zorlanıyor ve bir türlü risk alamıyorsanız bu yazıdan ilham alabilirsiniz!

“Her şeyi son ana bırakıyorum.” Peki ya yaşamayı?

Ertelemek kronik ve otomatik bir hale geldiğinde bizim için zararlı bir davranış haline gelebiliyor. Kendimizi yalnızca görevlerimizi değil aslında yaşamın kendisini ertelerken bulabiliyoruz.

Hep Siz Mi Özür Diliyorsunuz?

Özür dilemek ilişkilerimizi olumlu bir şekilde etkilese de gereğinden fazla özür dilediğimizi fark ettiğimiz noktada durup düşünmemiz hem kendimiz hem de ilişkimiz için daha sağlıklı oluyor.

Taşınmayı Keyifli Hale Getirmenin 6 Yolu

Bu yazımızda taşınma gibi zorlayıcı hayat olaylarından nasıl keyif alabileceğimizi anlatıyoruz.
The Letter - David Hettinger

Bitmek Bilmeyen Erteleme Döngüsü

İşlerini son ana bırakanlardan mısınız? Yumurta kapıya dayanmadan odaklanıp çalışamadığınızı mı düşünüyorsunuz? Erteleme davranışının pençesine takılmış olabilirsiniz!

Kendinizle Nasıl Bir İlişki İçerisindesiniz?

Hayatımızda kurduğumuz belki de en önemli ilişki olan kendimizle ilişkimiz ne kadar güvenli? Kendimizle güvenli bir ilişki kurmak için neler yapabiliriz?

Romantik İlişki İçerisindeyken Kendimizi Hangi Yollarla Sabote Ederiz?

Romantik ilişkinizde yolunda gitmeyen şeyler mi var? Peki ya ilişkinizi farkında olmadan sabote eden sizin davranışlarınızsa?

Kendimizi Affetmenin 4 Adımı

Kendimizi affetmek neden bu kadar zor? Başkalarına karşı böylesine affedici olurken, konu kendimize geldiğinde neden bu denli acımasızız?

footer