- -Albert Einstein
Güven, ilişkilerimizi sürdürebilmemiz konusunda en önemli duygulardan biri. İlişkileri güven üzerine kurmak, ilişkinin uzun vadeli, sağlam ve sağlıklı olmasını sağlıyor. Çeşitli tanımları olmakla birlikte güven; bireylerin birbirlerini desteklemesi, birbirlerinin ihtiyaçlarına duyarlı olması ve bu ihtiyaçların giderilebilmesi için çaba göstermesi olarak açıklanıyor. Profesyonel iş yaşamında ise güven, risk ve belirsizliklerle başa çıkabilmek olarak ifade ediliyor. Güven, bir organizasyon içerisindeki çalışanların birbirleriyle ilişkiler kurmasını ve sürdürmesini sağlıyor. Güven ya da güvensizlik duygusu; ast"“üst ilişkisinde, aynı ekip üyeleri arasında kısacası örgütün iç paydaşlarının her birinde gözlemlenebiliyor. Örneğin, astların yöneticilerine güvenmeleri durumunda iş performanslarında ve örgüt içerisindeki prososyal davranışlarında fayda sağlamaya yönelik daha istekli oldukları gözlemleniyor. Yöneticiye güven duyulmadığı durumlarda ise çalışanların kuruma yönelik olumlu beklentilerinin olmadığı görülüyor.
Farklı düzlemleri olmakla birlikte iş yerinde kişiler arası güven, bilişsel ve duygusal güven olarak iki boyutta tanımlanıyor. Bilişsel güven; sorumluluk, güvenilirlik, güvenlik yargılarına dayalı olarak geliştirilip sürdürülüyor. Çalışma arkadaşlarına bilişsel güven duyan kişiler, çalışma arkadaşlarının ortak kurallara uyacağını ve sorumlulukları yerine getireceğini düşünüyor. Bununla birlikte bu kişiler sömürülme korkusunu daha az yaşıyor. Duygusal güven, bir tarafın diğer tarafın refahı için gerçek bir özen ve endişe göstermesiyle ortaya çıkıyor. Duygusal güvenin olduğu ortamda çalışanların kendilerini daha özgür hissedip daha rahat ifade ettikleri gözlemleniyor.
Bir İş Yerinde Güven Duygusunun Olması Neden Önemlidir?
Güven oranının düşük olduğu kurumlarda çalışanlar arasında yardımlaşma fikirlerini dile getirme oranı daha düşük oluyor. Güvenin yüksek olduğu kurumlarda fikir alışverişinin, gelişmiş ilişkilerin ve yüksek karlılık oranının olduğu gözlemleniyor. Dolayısıyla güven, kurum kültürünü oluşturan en önemli faktörlerden biri olduğundan ve güven ortamı oluştuğunda hem tüm çalışanlar hem de kurum için birçok olumlu etki beraberinde geldiğinden güven en anahtar birleşenlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Güven olgusunun örgüt kültürü haline getirildiği çalışma ortamlarında kişilerin yaptıkları işler üzerindeki etkileri ve verimlilikleri daha yüksek oluyor. İş arkadaşları arasında daha aktif bir ilişki olduğu görülüyor. Aynı zamanda iş arkadaşları arasında iş birliği oranının arttığı, kişilerin daha üretken oldukları, çalışanlar üzerindeki stresin daha az olduğu ve çalışanların başka bir iş için işten ayrılma ihtimallerinin daha düşük olduğu gözlemleniyor. Özetlemek gerekirse bir iş yerinde güven duygusu oluştuğunda
- Örgütsel verimlilik artıyor.
- İş birliği artıyor.
- Prososyal davranışlar artıyor.
- Bilgi paylaşımı artıyor.
- Çalışanlar birbirlerinin başarısını takdir ediyor ve böylece aralarındaki bağ güçleniyor.
- Hedefler zorlayıcı olsalar da ulaşabilir olarak görülüyor.
İş yerinde güven ortamı oluşturmak için öneriler:
- Araştırmalar, organizasyonlarda güven kültürünün oluşmasını etkileyen önemli bir etmenin etik liderler ya da yöneticilerin varlığıyla ilgili olduğunu açıklıyor. Etik liderler; dürüst, fedakar, güvenilir olarak tanımlanıyor. Etik liderlerin varlığı ise çalışanlar arasındaki bilgi paylaşımını olumlu yönde etkiliyor.
- İş yerinizdeki güveni ölçebilirsiniz. Elde ettiğiniz veriler doğrultusunda iyileştirme çalışmaları yaparak kurumunuzdaki güven duygusunu pekiştirebilirsiniz.
- Tüm paydaşların güvenilir olması için çabalayın. Bunun için öncelikle kendinizden başlayabilirsiniz.
- Tüm kurum çalışanlarını kurum içerisinde yapılacak olan değişiklerden, neden böyle bir değişiklik yapıldığından haberdar edebilirsiniz.