Partnerimize Hem Olumlu Hem Olumsuz Hisler Beslemek

Gizem Sürenkök

Gizem Sürenkök

Begüm Yılmaz

Begüm Yılmaz

Partnerimize Hem Olumlu Hem Olumsuz Hisler Beslemek

The Critics - Henry Scott Tuke

The Critics - Henry Scott Tuke

Hayatınızda size en büyük mutluluğu yaşatan ama aynı anda en büyük hüznü hissettiren kişiyi düşündüğünüzde aklınıza ilk kim geliyor? Hayatınızdaki herhangi bir insan tarafından yapılan yanlış bir hareket veya kötü bir söz sizi çok fazla etkilemezken en yakınlarınız tarafından yapılan bir yanlışın sizi derin mutsuzluklara sürüklemesini nasıl açıklarsınız? Ya da partnerinize karşı hem büyük bir sevgi duyup hem de olumsuz hisler beslemek ne demek? Yeryüzünde şimdiye dek, neredeyse birbirinin tam zıttı olan bu iki duygunun da tek bir kaynaktan çıkması üzerine yazılmış belki binlerce şarkı, yüzlerce film var fakat henüz hiçbir şarkı ya da film en yakınlarımızın neden bizim için bu iki zıtlığa karşılık geldiğine bir cevap bulamıyor. Bu yazımızda, bu konuda yapılan bilimsel çalışmalara ve özellikle de romantik ilişkilerde partnere karşı aynı anda hem sevgi hem de tabiri caizse nefret beslemenin mümkün olup olmadığına değineceğiz.
relate-banner

Yapılan araştırmalar, bu duygusal karmaşıklığın kaynağının bizim için özel olan bu kişilerin zihnimizde depolanmış anıları ve bizdeki imgeleriyle ilişkili olduğunu gösteriyor. Partneriniz ya da çok sevdiğiniz başka bir insanla yaşadıklarınızı hatırlamaya çalıştığınızda aklınızda güzel anılar kadar olumsuz hatıraların da canladığını fark edeceksiniz. Bize çok yakın olan kişilerle hem daha fazla vakit geçiririz hem de onlardan aldığımız tepkileri daha fazla umursarız. Bu sebeplerden dolayı onlarla ilgili zihnimizde oluşturduğumuz imgeler daha zengindir. Hatırlamak istediğiniz anda partnerinizin kızgınken neye benzediğini gözünüzün önüne getirebilirsiniz. Aynı kolaylıkla sizi sevdiğini söylerken gözlerinde oluşan parıltıyı aklınızda canlandırabilirsiniz.

Yine de kişilere direkt sorulduğunda çok azı partnerlerine karşı az da olsa negatif bir duygu taşıdığını dile getiriyor. Psikoloji biliminde son yıllarda kullanılan bir yöntem ise bu konuda bize yardımcı oluyor. Kişilere direkt soru sormak yerine, onların akıllarında oluşturdukları çağrışımları incelememize fırsat veren örtük çağrışım testleri insanların akıllarından geçeni ifade etmedikleri ya da edemedikleri durumlarda onların gerçekte neler hissettiğini anlamamızı sağlıyor. Bu yöntemleri kullanarak yapılan çalışmalara göre kişilerin partnerleri hakkındaki örtük düşünceleri onların ilişkiden beklentilerini ve deneyimlerini fazlasıyla etkileyebiliyor. 2015 yılında yapılmış bir araştırma, sevdiğimiz kişiyi sadece düşünmenin bile o kişi hakkında hem olumlu hem de olumsuz değerlendirmeleri aktive ettiğini gösteriyor. Üstelik bu durum kişiler hissettikleri bu negatif duyguyu bilinçli olarak reddetseler bile geçerli. Bu duruma literatürde örtük ikirciklilik ya da örtük duygu karmaşası (implicit ambivalence) ismi veriliyor.

Görüldüğü gibi partneri aynı anda hem olumlu hem de olumsuz değerlendirmek mümkün. Bu örtük duygu karmaşası öyle bir anda kurulmuyor. Aksine zaman içerisinde yavaş yavaş partnerimiz hafızamıza kazınmaya devam ederken yani aklımızdaki imgesi oluşurken gerçekleşiyor. Bu durumun oluşması için de kendini tekrarlayan bazı durumların olması ve zihnimizde bu durumların karşılıklı olarak ilişkilenmesi gerekiyor. Eğer bu ilişkilenmeler olumlu yönde ise, başka bir deyişle partnerle yaşanan deneyimlerin büyük bir kısmı olumlu ise o zaman zihnimizdeki imgeler de olumlu bir hal alıyor. Fakat, tersi söz konusuysa ve tekrarlanan durumlar olumsuz ise o zaman zihinsel imgelerimiz de büyük ölçüde olumsuzlaşıyor. Yani kişiler, sürekli kavga edilen bir ilişkinin içerisinde olduklarında partnerlerinin zihinsel imgeleri, bunu bilinçli bir şekilde ifade etmeseler ya da edemeseler dahi, zaman içerisinde olumsuza dönüşmeye başlıyor. Her ne kadar biz ilişkilerin doğası gereği birbirini seven iki insan tarafından kurulduğunu, bu sebeple de partnerlerin imgelerinin olumlu olduğunu ve partnerlerin varlığının ödülle ilişkilendirilebileceğini düşünmeye meyilli olsak da çok fazla olumsuz etkileşimde bulunulan ilişkilerde durum böyle olmuyor. Aksine olumsuz imgeler olumlu imgelerin yerini alıyor ve partner artık ödülle ilişkilendirilmemeye başlıyor.

Peki bireysel farklılıklar ve geçmişte yaşadığımız deneyimler partneri değerlendirme sürecini nasıl etkiliyor? Araştırmacılar bu durumun bağlanma stilleriyle bir ilişkisi olabileceği üzerinde duruyor. Yapılan çalışmalar, güvenli bir şekilde bağlanan kişilerin kaçınmacı bağlanma stiline sahip olan kişilere göre çok daha güçlü olumlu değerlendirmelere sahip olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda evliliklerinin ilk 6 ayında tartışmalarda çok daha uzlaşmacı bir tavır takınan partnerlere sahip olan kişiler, 4 yıl sonra çok daha güçlü örtük olumlu değerlendirmelere sahip oluyorlar. Bunun yanında, yeni evli çiftlerin cinsellik yaşama sıklığı da sonraki yıllardaki örtük olumlu değerlendirmeleri ile doğru orantılı. Yani daha sık cinsellik yaşayan partnerler birbirlerini daha olumlu şekilde değerlendiriyorlar.

Örtük olumlu değerlendirmelerin fazlalığı, kişilerin ilişkinin geleceğine de daha olumlu bakmasını sağlıyor. Bu durum ilişkinin geleceğini büyük ölçüde ve iyi yönde etkiliyor. Mesela, bu örtük değerlendirmeler kişilerin ayrılıp ayrılmayacağının da bir göstergesi olabiliyor. İlk değerlendirmelerin olumlu olması, ilişkinin 1 yıl içerisindeki gidişatını belirleyebiliyor ve birbirlerini olumlu değerlendiren çiftlerin ayrılma ihtimali daha az oluyor.

Peki neden bu örtük değerlendirmelere sahibiz ve bunlar neden ilişkinin gidişatını bu denli etkileyebiliyor? Aslında, en iyi giden ilişkilerde bile olumsuz değerlendirmelerin olması oldukça normal çünkü içinde hiçbir olumsuzluk barındırmayan bir ilişki pek de olası değil. Olumlu ve olumsuz değerlendirmelerin aynı anda ortaya çıkıyor olmasının bir başka nedeni ise partnerlerin birbirlerine vermiş olduğu karışık mesajlar. Örneğin, partnerlerden biri aynı anda hem gülümseyip hem de eleştiri içeren birtakım sözler söylüyorsa, bu durum olumlu ve olumsuz değerlendirmeleri aynı anda etkinleştirebiliyor. Öte yandan olumsuz değerlendirmeler ortada hiçbir sorun olmadığı takdirde dahi ortaya çıkabiliyor. Çünkü özellikle yakın ilişkilerde, yakınlık kurmaya olan ihtiyaç ironik bir şekilde reddedilme acısına karşı olan hassasiyeti arttırabiliyor. Örneğin, partnerlerden biri meşgul olup karşı tarafın aramalarına ya da mesajlarına yanıt veremediğinde, karşı taraf "Beni eskisi kadar merak etmiyor, benimle konuşmak istemiyor." gibi bir düşünce geliştirebiliyor ve bu da olumsuz değerlendirmeleri tetiklemiş oluyor.

Genele bakıldığında, partnere karşı örtük bir şekilde duygu karmaşası hissetmek, yani bilinçli olmayan bir şekilde hem olumlu hem de olumsuz duygular beslemek ilişki için çok büyük bir tehditmiş gibi algılanabiliyor. Fakat aslına bakacak olursak bu bir ilişki içerisinde oldukça normal ve beklenen bir durum. Kişiler, fazlasıyla iyi giden bir ilişkinin içerisindeyken dahi olumsuz hislere sahip olabiliyorlar ve bu durum genele yayılmadığı sürece aslında ilişkinin iyiliği ya da kötülüğü hakkında direkt bir sonuç vermiyor.

[1] Pietromonaco, P. R., & Barrett, L. F. (2000). The internal working models concept: What do we really know about the self in relation to others?. Review of General Psychology, 4(2), 155-175.
[2] Selcuk, E., Zayas, V., Günaydin, G., Hazan, C., & Kross, E. (2012). Mental representations of attachment figures facilitate recovery following upsetting autobiographical memory recall. Journal of Personality and Social Psychology, 103(2), 362.
[3] McNulty, J. K., Olson, M. A., Meltzer, A. L., & Shaffer, M. J. (2013). Though they may be unaware, newlyweds implicitly know whether their marriage will be satisfying. Science, 342(6162), 1119-1120.
[4] Murray, S. L., Holmes, J. G., & Pinkus, R. T. (2010). A smart unconscious? Procedural origins of automatic partner attitudes in marriage. Journal of Experimental Social Psychology, 46(4), 650-656.
[5] Selcuk, E., Zayas, V., Günaydin, G., Hazan, C., & Kross, E. (2012). Mental representations of attachment figures facilitate recovery following upsetting autobiographical memory recall. Journal of Personality and Social Psychology, 103(2), 362.
[6] Zayas, V., & Shoda, Y. (2015). Love you? Hate you? Maybe it's both: Evidence that significant others trigger bivalent-priming. Social Psychological and Personality Science, 6(1), 56-64.
[7] Rydell, R. J., McConnell, A. R., Strain, L. M., Claypool, H. M., & Hugenberg, K. (2007). Implicit and explicit attitudes respond differently to increasing amounts of counterattitudinal information. European Journal of Social Psychology, 37(5), 867-878.
[8] Wilson, T. D., Lindsey, S., & Schooler, T. Y. (2000). A model of dual attitudes. Psychological Review, 107(1), 101
[9] Zayas, V., Surenkok, G., & Pandey, G. (2017). Implicit ambivalence of significant others: Significant others trigger positive and negative evaluations. Social and Personality Psychology Compass, 11, e12360.
[10] Zayas, V., & Shoda, Y. (2005). Do automatic reactions elicited by thoughts of romantic partner, mother, and self relate to adult romantic attachment?. Personality and Social Psychology Bulletin, 31(8), 1011-1025.
[11] Hicks, L. L., McNulty, J. K., Meltzer, A. L., & Olson, M. A. (2016). Capturing the interpersonal implications of evolved preferences? Frequency of sex shapes automatic, but not explicit, partner evaluations. Psychological Science, 27(6), 836-847.
[12] Lee, S., Rogge, R. D., & Reis, H. T. (2010). Assessing the seeds of relationship decay: Using implicit evaluations to detect the early stages of disillusionment. Psychological Science, 21(6), 857-864.
[13] Murray, S. L., Holmes, J. G., & Collins, N. L. (2006). Optimizing assurance: The risk regulation system in relationships. Psychological Bulletin, 132(5), 641.

Benzer yazılar

Yanıldığımız 7 Durum

Başkalarının duygu ve düşüncelerini okumakta çoğu zaman düşündüğümüz kadar iyi değiliz. İşte sosyal etkileşimleri karmaşık bir labirent haline getirebilecek en yaygın düşünce hatalarından bazıları.

Neden İstemediğimiz Sevgi Bizi Bu Kadar Yoruyor?

Sevgi davranışları istenmeden maruz kalındığında fiziksel, duygusal ya da ilişkisel anlamda olumsuz sonuçlar ortaya çıkarabiliyor.

Ebeveyniyle Arası Bozuk Birine Söylenmemesi Gerekenler

Aile içi yabancılaşma kültürümüzde genellikle hoş görülmez ve insanlar özellikle yetişkin bir birey tarafından başlatılan bu durumu anlamakta zorlanırlar.
Yol - Altın Gün (2021)

2021’in Aşk Şarkıları

Koca bir yılı devirdik. Acaba ardımızda hangi aşk şarkılarını bıraktık? 2021’in dikkatimizi çeken aşk şarkılarını bu yazıda inceledik.
Two Friends - Salman Toor

Bir Taraf Her Zaman Daha mı Çok Sever?

İki taraf da eşit sevebilir, kıskanabilir ve sevgi gösterebilir mi? Daha çok sevilmek mi daha çok sevmek mi iyi? Bağlanma stillerimiz bu konuda ne söylüyor?
Love and Life - Kristina Varaksina

Romantik İlişkilerdeki 10 Duygusal İhtiyacımız

Romantik ilişkilerimizde genellikle karşılanmasını beklediğimiz 10 duygusal ihtiyacı açıkladık. Siz bir ilişkiden neler beklersiniz?

Partnerinize destek olamayacak kadar stresli misiniz?

Bazı faydaları olsa da genellikle stres hayatımızı ve ilişkilerimizi kötü etkiler. Stresle baş etmeye çalışmak enerjimizi zorlar, kaynaklarımızı tüketir ve partnerimize destek vermemize engel olabilir.
No Name - David Hettinger (1946)

Modern Zamanlarda Aşk

Günümüzde partnerlerimizi daha çok sosyal medya aracılığıyla buluyoruz. Peki bu aşka bakışımızı ve aşkı nasıl yaşadığımızı değiştiriyor mu?

Kim eski partnerine karşı daha olumlu görüşlere sahip?

Kim eski partneriyle ilgili daha olumlu düşüncelere sahip oluyor? Erkekler mi kadınlar mı? Neden bu konuda cinsiyet farklılığı bulunuyor?

"Seni Seviyorum" demeden sevgi göstermenin yolları

Sevgiyi göstermenin tek yolu "Seni seviyorum." cümlesinden geçmiyor. Başka davranışlar da karşı tarafa sevginizi derinden hissettirebiliyor.

footer