Kardeşlerimizle kurduğumuz bağlar hayattaki en uzun ilişkilerimizi oluşturabiliyor. Peki çocuklukta başlayan bu ilişkiler yetişkinlikte nasıl değişimlere uğruyor? Yetişkinlerle yapılan çalışmalara göre, yaş ilerledikçe kardeşlerimizle kurduğumuz ilişkileri daha olumlu değerlendirmeye başlıyoruz. Tartışmalar ve kıskançlıklar giderek azalmaya başlıyor. Bu durum arada daha sıcak ve destekleyici bir ilişkinin kurulmasını sağlıyor. Çocukluk döneminde kişiler kardeşleriyle olan ilişkileri hakkında daha çelişkili duygular beslerken yetişkinlikte bu durum azalmaya başlıyor.
Yapılan çalışmalar yetişkinlikte kardeşlerin birbirlerine hem duygusal hem de araçsal (instrumental) destek sağladıklarını gösteriyor. Yaşanan bir boşanma veya kayıp sonrası kardeşlerin birbirlerine verdikleri destek son derece önemli oluyor. Yetişkinlikte birbirinden bağımsız hayatlar kursalar dahi kardeşlerin iletişimlerini sıklıkla devam ettirdikleri görülüyor. İletişimlerini yüz yüze veya telefonda konuşarak devam ettiren kişilerin, iletişimlerini sosyal medya ya da e-mail yoluyla devam ettiren kişilerden daha yakın bir ilişkileri oldukları görülüyor.
Tabii ki birçok faktör kardeşlerin aralarında nasıl bir bağ kuracaklarını yakından etkiliyor. Bu faktörlerden biri cinsiyet olarak karşımıza çıkıyor. Birçok çalışma kız kardeşlerin birbirlerine diğer cinsiyet kombinasyonlarından daha yakın olduklarını ve birlikte daha çok zaman geçirdiklerini gösteriyor. Çocukluk döneminde ebeveynlerinin kendilerine farklı muamelede bulunduğunu düşünen kardeşlerin ise yetişkinlikte kurdukları bağ bu durumdan olumsuz etkileniyor. Bu kişiler birbirlerine daha düşmanca bir tutum sergileyebiliyorlar. Ancak, eğer kardeşler ebeveynlerinin kendilerine eşit davrandığını düşünüyorlarsa kurdukları ilişki çok daha olumlu oluyor. Öte yandan, hayatta yaşanan bazı değişimler kardeşler arası ilişkileri de değişime uğratabiliyor. Mesela bir kardeşin evlenmesi ve çocuk sahibi olması kardeşiyle daha az zaman geçirmesine yol açabiliyor.