Aşkı Memnu dizisinde Bihter ve Adnan’ın ilişkisini hatırlarsınız. Bihter, Adnan’ın ona gösterdiği sevgiyi kabul etmekte zorlanıyor ve kendisini onu sevmek zorunda gibi hissediyor. Peki neden birini sevmek zorunda hissederiz?
Sevgimizi paylaşmak, depresyon ve stresi azaltırken, daha yüksek öz saygı, mutluluk ve ilişki doyumu ile ilişkilendiriliyor. Ek olarak, sevmek ve sevilmek fiziksel sağlığımızla da oldukça ilişkili. Sevip sevildikçe daha güçlü bir fiziksel sağlığa sahip oluyoruz. Ancak sevgimizi nasıl gösterdiğimiz karşımızdaki kişinin buna nasıl tepki vereceğini belirleyebiliyor. Çünkü sevgiye dair beklentimiz kişisel sınırlarımızla belirleniyor. Örneğin, istenmeyen sevgi davranışları bize duygusal istismara uğradığımızı hissettirebiliyor.
İstenen ya da istenmeyen sevgi davranışlarını birbirinden ayıran şey bu sevgiyi ne kadar hoş karşıladığımız. Hoş karşıladığımız sevgi ilişkiyi güçlendirirken istemediğimiz veya uygunsuz bir sevgi gösterisi hayal kırıklığı, kafa karışıklığı ve hatta korkuyu beraberinde getirebiliyor. Karşımızdaki kişinin niyeti ne olursa olsun bizim hoş karşılamadığımız bir sevgi, olumsuz duygusal tepkiler vermemize yol açabiliyor.
Sevgi davranışı alan bireyler, istemeseler bile karşılık vermek zorunda hissedebiliyorlar. Bu durum aynı zamanda ilişkide sınır belirsizliği de yaratabiliyor. Sevgi ifadeleri, örneğin seni seviyorum demek, yakınlığın sözel olarak dışa vurma yöntemi olabiliyor. Ancak bu ifadeler beklenmiyor veya karşılık görmüyorsa, ilişkinin doğası belirsiz hale gelebiliyor. Bu durumlarda sevgi dolu ifadeler, manipüle etme girişimleri olarak algılanabiliyor.