- Kendimize karşı sert, eleştirel ve yargılayıcı olmaktan ziyade kendimize hoşgörülü ve nazik olmamızı öğütleyen öz nezaket adımı.
- Kendi dertlerimizin içinde boğulmaktansa diğer insanlarla iletişim kurmamızı, onlarla etkileşimde kalmamızı sağlayan ortak insanlık deneyimindeki payımız.
- Deneyimlerimizin bir kısmını görmezden gelmek ya da abartmak yerine her birini dengeli bir şekilde bir bütün olarak ele alabilmemize yardımcı olan farkındalık kazanımı.
İlk adım olarak düzenli bir şekilde öz şefkat molaları belirlemek öneriliyor. Örneğin, ilk çocuk sürecinde ebeveynler bir bebeğin gün içindeki sürecine adapte olmaya çalışırken zaman algısının dışına çıkabiliyorlar. Haliyle bu durum onları çok zorlayabiliyor. Çocuğu beslemek, uyutmak, ağlayan bebeği sakinleştirmeye çalışmak, tuvalet temizliğini yapmak derken ebeveynler hiçbir şeye yetişemiyormuş hissine kapılabiliyor veya kendilerine hiç zamanları kalmayabiliyor. Buradaki en önemli kazanımlardan biri bu zorlanmayı tecrübe eden ilk kişi olmadıklarının farkına varmak ve bebeklerine sağlamaya çalıştıkları şefkatin bir kısmını da bu şefkati sunabilmek için kendilerine de uygulamaları gerektiğini kabullenmek oluyor. Kişinin kendine şefkat uygulaması, kendisi hakkında olumlu cümleler kurması, kendini takdir etmeye çalışması, bir elini diğer elinin üstüne koyması ve hatta belki kendine sarılması ile bile öz şefkat pratiklerine örnek olarak gösterilebiliyor.
Başka bir öneri ise yardıma ihtiyacımız olduğu anlarda önemsediğimiz bir kişinin yanımızda olduğu düşünmek. Ebeveynler kimi zaman çocuklarının anlaması güç anlar yaşayabiliyor. Böyle anlarda sorumluluğu alan tek kişi olmak yorucu hissettirebileceği için bizi rahatlatabilecek birinin yanımızda olduğunu düşünmek bize güç verebiliyor. Ebeveynler çocuklarına destek olmak için şefkatli yaklaşmaya çalışırken, kendilerine şefkat göstermek konusunda bir problem yaşıyorsa, bu süreçte onlara şefkat hissini hatırlatan kişilerin şefkatinden faydalanabilirler ya da kendileriyle çok sevdikleri bir arkadaşlarıyla nasıl konuşacaklarsa öyle konuşup ihtiyaçları olan şefkati karşılayabilirler.
Söz konusu öz şefkat ve ebeveynlik olduğu zaman önemli olan bir başka nokta ise birçok şeyde olduğu gibi öz şefkati de ebeveynlerimizden öğrendiğimiz. Bir araştırmanın sonucunda ebeveynlerini pek de sıcakkanlı hatırlamayan insanların yakın ilişki kurarken daha kaygılı oldukları ve öz şefkat konusunda zorlandıkları bulunuyor. Öte yandan, kişi daima yargılayan ebeveynlerle büyümüş olsa da, öz şefkat geliştirmesi mümkün bir beceri olduğu için bu konuda esas kendi çabamız daha önemli hale geliyor.