Yapılan bir araştırmaya göre, fetüsü daha az insan olarak algılayan ve çevresinden kürtaj ile ilgili daha çok sosyal destek gören kadınlar diğer kadınlara göre kürtaj sonrasında daha az stres yaşıyorlar ve kürtaj sonrasında rahatlamış hissediyorlar. Yani aslında çevrenin etkisi ve kadınlardaki fetüs algısı kadınların kürtaj sonrasındaki mental durumlarında belirleyici rol oynuyor.
Hamileliğin ilk trimesterinde kürtaj yaptıran kadınların büyük oranla mental bir problem yaşamadıkları belirtiliyor. Mental sağlık sorunları yaşayan kadınlarda çeşitli risk faktörlerinin etkili olabileceği söyleniyor. Bu risk faktörleri; partner desteği, aile desteği, toplumsal baskı, ilişki içinde yaşanan fiziksel ve psikolojik şiddet ve kadınların fetüsü algılayış biçimleri olarak belirtiliyor.
Kürtaj yaptıran kadınların kürtaj sonrasında depresyon belirtileri gösterdikleri belirtiliyor. Bununla birlikte kendine zarar verme, intihar düşünceleri gibi mental problemler de ortaya çıkabiliyor. Fakat kişinin, kendine zarar verme yönelimi kürtaj sonrasında çevresinden gördüğü destekle ilişkili oluyor. Çevresi tarafından yargılanan ve verdiği kararın desteklenmediğini hisseden kadınlarda kendine zarar verme eğilimi daha fazla olabiliyor.
Araştırmalara göre, kürtaj olan kadınlarda sonraki hamileliklerinde yas ve depresyon belirtileri tekrar ortaya çıkabiliyor. Kürtaj sonrasında bastırılan duygular ve yas tutma süreci, yeni hamileliğin hatırlatma görevi görmesiyle tekrar ortaya çıkabiliyor. Çevresinden, özellikle partnerinden destek görmeyen kadınlarda kürtajı erteleme durumu olabiliyor. Geciken ve güvenli olmayan kürtaj durumunda kadınlarda ciddi fiziksel rahatsızlıklar ortaya çıkabiliyor. Fiziksel rahatsızlıklarla ilişkili olarak mental rahatsızlıklar da görülebiliyor.
Kürtaj yaptırmaya karar verme aşaması, kadınlar için zorlayıcı bir süreç olabiliyor. Bu durumda kadınların bir profesyonelden psikolojik destek alması, sağlıklı karar alabilmelerine yardımcı oluyor ve güvenli olmayan kürtajın hayati risklerinden kadınları koruyabiliyor.
