Hem eserleri hem de yaşamıyla birçok insanın aklına kazınan başarılı sanatçı Frida, eserlerinde hem fiziksel hem de psikolojik olarak yaşadığı deneyimlerine yer vererek, hayatını resimlerine yansıtmaktan çekinmedi. İki Frida adlı eseriyle Frida; aşk, ayrılık ve yalnızlık çerçevesindeki konulara yer veriyor.
İlk önce eserin hikayesinden bahsedecek olursak, İki Frida adlı eser; 1939 yılında Frida Kahlo tarafından tuval üzerine yağlı boya şeklinde resmediliyor. 172*172 boyutundaki eser 1964 yılında açılan Meksika’daki Modern Sanat Müzesi’nde yer alıyor. Bu eser, Frida’nın büyük aşkı Diego Rivera ile boşanmalarından sonra resmediliyor ve bu resimde görülen iki Frida’dan birinin Diego ile birlikte olduğu zamanlardaki halini, diğerinin ise ayrılık sonrasındaki halini temsil ettiği düşünülüyor. Frida da daha sonrasında bu resmin ayrılık sonrası yalnızlık ve çaresizliğini ifade ettiğini doğruluyor.
Eserde sağ tarafta yer alan Frida’ya baktığımız zaman kalbinin gayet iyi durumda olduğunu görmek mümkün. Fakat sol taraftaki Frida’nın kalbi hasarlı, kesik. Bu durum Frida’nın yaşadığı ayrılık sonucu hislerinin bir yansıması olarak görülebilir.
Yine sağ tarafta yer alan Frida’nın elinde bir obje görüyoruz, daha yakından bakıldığında Diego’nun portresi olarak görülüyor. Aynı zamanda iki Frida’yı birbirine bağlayan damarların birisinin de burada başladığını görmek mümkün. Bu da bize Diego’nun Frida için ne kadar önemli bir konumda olduğunu düşündürebilir.
Sol taraftaki Frida'nın ise elindeki makasla aralarındaki damarların diğer uçtaki başlangıcını kan eşliğinde görüyoruz. Bu durum ise Frida’nın yaşamında fiziksel olarak deneyimlediği acıları temsil ediyor olabilir.
İki Frida’nın kıyafetlerine baktığımızda da farklılıklar görüyoruz. Biri daha geleneksel, diğeri ise daha modern olan iki kıyafeti Frida’nın Diego ve Diego’suz olan hayatı ile bağdaştırmak mümkün.
Arka planda ise oldukça kasvetli ve kapalı bir hava görülüyor. Bu havanın Frida’nın içinde bulunduğu acı, üzüntü gibi duygularını yansıttığı söylenebilir. Resme baktığımızda çoğunlukla üzüntü duygusunun bizi karşılamasının önemli etmenlerinden biri de bu.
Eser ile ilgili bir diğer önemli nokta ise Frida’nın resmin onu destekleyen çocukluktaki hayali arkadaşıyla hatıralarından esinlendiğini ifade etmiş olması. Bu noktada da sol taraftaki Frida’nın özlem duygusuna sahip olduğunu düşündürebilir.
Sonuç olarak, bu değerli eserde iki Frida’nın ne kadar farklı görünürlerse görünsün kalperinden birbirlerine bağlı olduğunu görüyoruz. Yani, tabloda birbirinden oldukça farklı iki Frida görsek de aslında ikisi de aynı kişi. Frida bu eserinde ayrılık sonrası hislerini ve çektiği acıyı çarpıcı ve dokunaklı bir şekilde gözler önüne seriyor ve sanatın iyileştirici gücünden yararlanmamıza olanak sağlıyor.
İki Frida çerçevesinde görüyoruz ki yaşanılan ayrılıklar sonucunda tecrübe ettiğimiz yas sürecinde kendimizi daha farklı biri gibi hissedebiliriz. Ayrılık sonrası süreçleri farkında olarak kendimize karşı kabullenici bir tavır sergileyerek bu zorlayıcı deneyimden gelişerek çıkmamız mümkün. Bu noktada önemli olan kendimizle temas etmemiz ve kendimizi yargılamadan yaralarımızı sarmaya çalışmamız.
Eğer siz de bir ayrılık yaşadıysanız bu süreci daha sağlıklı atlatmak için Relate’te yer alan “Ayrılığın Ardından Kendini Keşfetme” yolculuğuna göz atabilirsiniz!