Bitmek Bilmeyen Erteleme Döngüsü

yer tutucu

Özge Berfin Arıcı

Bitmek Bilmeyen Erteleme Döngüsü

The Letter - David Hettinger

The Letter - David Hettinger

“Saat tam sekiz olsun, çalışmaya başlıyorum. Önce masamı toplayayım, öyle daha iyi çalışırım. Kitaplığımı da mı düzenlesem? Başlamadan kendime bir kahve koyayım.” Erteleme davranışında artık usta olmuş birinin iç sesi size de tanıdık geldi mi?
relate-banner

Bir göreve başlamanın, o görevi sürdürmenin veya bitirmenin kasıtlı bir şekilde geciktirilmesine erteleme (procrastination) deniyor. Erteleme davranışı; kaygı, utanç ve suçluluk gibi duyguları getirebiliyor. Ertelemenin sonuçları sorun yaratacak olsa da kişiler işlerini ertelemeyi seçebiliyorlar. Erteleyiciler yalnızca zamanı iyi yönetememekle kalmıyor, aynı zamanda öncelikler ve hedefler konusunda da belirsizlik yaşıyorlar. Bu nedenle, kaçınılmaz olumsuz sonuçlara rağmen sorumluluklarını zamanında yerine getirmeyi ihmal edebiliyorlar.

Özellikle üniversite öğrencileri arasında akademik sorumlulukları ertelemenin bir hayli yaygın olduğu biliniyor. Öyle ki üniversite öğrencilerinin %80’inin erteleme davranışını sergilediği düşünülüyor. Akademik erteleme, hem geciktirme davranışı hem de bu geciktirmeden kaynaklanan kişisel rahatsızlık, stres ya da üzüntü ile birlikte görülüyor. Erteleyiciler, görevleri başarıyla tamamlamak için gereken zamanı tahmin etme, organize etme ve yönetme konusunda daha fazla zorluk yaşıyor; sınavlara diğer öğrencilere kıyasla çok daha geç çalışmaya başlıyorlar. Dolayısıyla bu öğrenciler, akademik hayattan daha az doyum alıyor ve hayal kırıklığı, stres ve üzüntü gibi olumsuz duyguları daha sık yaşıyorlar.

Birçok öğrenci, erteleme davranışının akademik performanslarının düşmesine neden olduğunu ifade ediyor. Erteleme davranışı, yalnızca akademik performansı etkilemekle kalmıyor, psikolojik iyi oluşu da etkileyebiliyor. Başarısız olacağını düşünen öğrenciler, daha endişeli ve huzursuz hissediyorlar. Erteleme, ilk anda görevden uzaklaşmayı sağladığı için bir rahatlama hissi getiriyor. Bu rahatlık hissiyle öğrenciler sorumluluklarından daha çok kaçmaya başlayabiliyor. Dolayısıyla ertelemenin sadece zamanı yönetme sorunu olmadığı; aynı zamanda duygusal, bilişsel ve davranışsal özellikleri de içeren karmaşık bir olgu olduğu belirtiliyor.

Erteleme davranışının sıklıkla karşımıza çıktığı alanlardan bir diğeri ise iş yerleri! İş yerinde erteleme, çoğu çalışanın iş gününün yaklaşık dörtte birinden fazlasını tüketiyor. İş yerinde erteleme sebepleri içsel faktörler, durumsal faktörler ve görev özellikleri dahil olmak üzere üç ana boyutta inceleniyor:

  • Birinci boyut, kişilik ile ilgili faktörleri kapsıyor. Örneğin, nevrotizm düzeyleri yüksek olan bireylerin erteleme davranışını daha sık gösterdikleri biliniyor.

  • Durumsal faktörler, sağlık sorunları veya ailesel bir problem gibi kişinin kontrolü dışındaki koşullardan kaynaklanıyor.

  • Görevin özellikleri de erteleme davranışının görülme ihtimalini artırabiliyor. Örneğin çalışanlar, tamamlanması çok güç veya net olarak belirlenmiş bir bitiş tarihi olmayan görevlerle karşılaştıklarında erteleme davranışını daha çok gösterebiliyor.

Bir araştırmada, çalışanlardan iş yerinde geçen çeşitli erteleme senaryolarını değerlendirmeleri isteniyor. Sonuçlar büyük çoğunlukla çalışanların hayali erteleyici meslektaşlarına olumsuz bir şekilde yaklaştığını gösteriyor. İlginç bir şekilde, kendilerini erteleyici olarak tanımlayan çalışanlar, kurgusal erteleyicilere karşı en sert yorumları yapanlar oluyor. Yani aslında erteleyiciler de erteleme davranışını uygunsuz ve değişmesi gereken bir davranış olarak görüyorlar. Peki neden ertelemeye devam ediyorlar?

Erteleme davranışının olası nedenleri arasında zaman yönetimi konusunda zayıflık, bunalmışlık hissi, motivasyon eksikliği, organizasyon becerisi eksikliği, işe konsantre olamama, düşük öz yeterlilik, korku ve kaygı gibi faktörler yer alıyor. Başarısızlık korkusu, kişinin yeteneklerine ilişkin olumsuz inançları, gerçekçi olmayan beklentiler ve mükemmeliyetçilik de ertelemeye iten başlıca sebepler arasında görülüyor. Aslında mükemmeliyetçi kişilerin, daha iyi zaman yönetimi ile görevlerini zamanında tamamlaması beklenirken durum tam olarak böyle işlemiyor. Mükemmellik arayışında olan bu kişiler, koşulların da mükemmel olmasını bekliyor ve “Şu an başlarsam yeterince iyi yapamam; daha sonra, daha hazır şekilde başlarım.” diyerek görevlerini sık sık erteleyebiliyorlar. Bunun yanı sıra bazı erteleyici kişiler, başarısız olmaktan çok korkuyor ve başarısız olduklarında kendilerini yetersiz hissediyorlar. Bu kişilerin hemen hemen her şeyde başarılı olmaya yönelik talepleri, onları bir işi zamanında yapmaktan kaçınmaya itebiliyor. Bu sayede başarısız olsalar dahi “Hazırlanmak için zaman ayırsaydım çok daha iyisini yapabilirdim.” diyerek kendilerini koruyabiliyorlar.

Erteleme kimi durumlarda kronik bir hal alıyor. Kronik erteleme, bir göreve başlamanın veya görevi bitirmenin kasıtlı ve çok sık tekrarlayan bir şekilde ertelenmesine deniyor. Kronik erteleyicilerin, yaygın şekilde mükemmeliyetçi bir şekilde hareket ederek görevlerini geciktirdikleri biliniyor. Ayrıca görev hazırlığı için daha az zaman harcayıp görevlerin zamanında tamamlanması için gereken süreyi hafife alabiliyorlar. Kronik erteleyiciler, şimdiki ve gelecekteki görev performansları hakkında olumsuz beklentilere sahip oluyorlar. Çoğu zaman sadece öz saygılarını korumak ve suçlanmaktan kaçınmak için görevlerinin zamanında tamamlanmasına engel olan çevresel koşulları kendileri yaratabiliyorlar. Kronik erteleme davranışına genellikle yüksek düzeyde kaygı, zayıf dürtü kontrolü, iş disiplini ve sebat eksikliği, düzenli çalışamama, zaman yönetimi becerisi eksikliği eşlik ediyor. İşleri son ana sıkıştırma ve bununla birlikte gelen kısa vakitte yoğun çalışma sebebiyle bu kişilerin stres seviyeleri yüksek olabiliyor ve sağlık durumları bu koşullardan kötü etkilenebiliyor.

Erteleme strese, stres de ertelemeye neden oluyor. Kronik erteleme daha fazla stresle birlikte olumsuz ve etkisiz başa çıkma davranışı nedeniyle zihinsel ve fiziksel sağlığı olumsuz etkileyebiliyor. Kimileri az zamanda baskı altında daha iyi çalıştığını ifade etse de teslim tarihi yaklaştıkça artan stres, performansı olumsuz yönde etkiliyor. Ertelemenin olumsuz yönlerinden bu kadar bahsetmişken bir yazı da erteleme ile nasıl başa çıkabileceğimiz hakkında yazacağız, takipte kalın!

[1] Abbasi, I. S., & Alghamdi, N. G. (2015). The prevalence, predictors, causes, treatment, and implications of procrastination behaviors in general, academic, and work setting.International Journal of Psychological Studies,7(1), 59-66.
[2] Aziz, S., & Tariq, N. A. E. E. M. (2019). Predictive relationship of active and passive procrastination with depression, anxiety, stress, and life satisfaction.Journal of Pakistan Psychiatric Society,16(2), 17-21.
[3] Balkis, M. (2013). Academic procrastination, academic life satisfaction and academic achievement: the mediation role of rational beliefs about studying.Journal of Cognitive & Behavioral Psychotherapies,13(1).
[4] Balkis, M., & Duru, E. (2016). Procrastination, self-regulation failure, academic life satisfaction, and affective well-being: underregulation or misregulation form.European Journal of Psychology of Education,31(3), 439-459

Benzer yazılar

“Her şeyi son ana bırakıyorum.” Peki ya yaşamayı?

Ertelemek kronik ve otomatik bir hale geldiğinde bizim için zararlı bir davranış haline gelebiliyor. Kendimizi yalnızca görevlerimizi değil aslında yaşamın kendisini ertelerken bulabiliyoruz.
The Letter - David Hettinger

Bitmek Bilmeyen Erteleme Döngüsü

İşlerini son ana bırakanlardan mısınız? Yumurta kapıya dayanmadan odaklanıp çalışamadığınızı mı düşünüyorsunuz? Erteleme davranışının pençesine takılmış olabilirsiniz!
Brita Grangström - A Jug for the Flowers (Tarihi bilinmiyor)

İş Yerinde Obsesif Kompulsif Bozukluk

Takıntılı düşünceleriniz, tekrar tekrar kontrol ettiğiniz işler veya ritüelleriniz iş hayatınızda büyük problemler yaşamanıza sebep oluyor mu?
Waheed in lord’s robes - Liu Xiaodong (2011)

Örgütsel Bağlılık Neden Önemli?

Örgütsel bağlılık ile çalışanların iş performansı, motivasyonları, işten ayrılmaları ya da devam etmeleri arasında bir ilişki bulunuyor.
Sorrow - Paul Cézanne (1867)

İş Kaybı Sonrası Yaşanan Yas Dönemi

Bir işe sahip olmak bize statü, öz güven ve sağlamlık getiriyor. Peki bu işi kontrolümüz dışında kaybedersek ne oluyor?
Going Out - Fabienne Jenny Jacquet

Duygusal Zeka Nedir? - 2

Duygusal zeka ilişkilerimizi yakından etkiliyor. Duygusal zekanın nelerden etkilendiğini ve nasıl geliştirilebileceğini açıklıyoruz!
Hermine in a Blue Hat - Jules Pascin (1918)

Mutsuz Olmanıza Rağmen İşinizi Neden Bırakmıyorsunuz?

Her sabah işe giderken ayaklarınız geri geri gidiyor, pazartesi günlerinden nefret mi ediyorsunuz? İşten ayrılmanın neden zor olduğu üzerine bir yazı hazırladık.
All the President's Man

Profesyonel İş Yaşamına Dair 3 Film

Profesyonel hayat hayatımızı yakından etkiliyor. İş yaşamındaki ilişkileri ve bu ilişkilerin psikolojik etkilerini konu alan 3 farklı film!
Sophie Lécuyer

Ebeveyn Olarak Psikolojik Yardım Almak

Psikolojik yardım alan bir ebeveynseniz bunu çocuğunuzla paylaşmak konusunda çekinceleriniz olabilir. Bu konuda içinize su serpmeye geldik!
Peter Clarke - High Anxiety

İş Yerindeki Engeller: Damgalamanın Kaldırılması

İşe alım süreçlerini farklı gruplar için daha adil kılmak ve daha kapsayıcı bir çalışma alanı oluşturmak için yöneticiler neler yapabilir?

footer