Tehdit ve Bakım Kaynağı Aynı İnsan Olduğunda - Düzensiz Bağlanma

Pelin Gömleksiz

Pelin Gömleksiz

Tehdit ve Bakım Kaynağı Aynı İnsan Olduğunda - Düzensiz Bağlanma

Negro - Cristina Troufa

Negro - Cristina Troufa

Bebekliğimizde yetişkin birinin bakımına muhtaç oluyoruz ve hayatta kalmamız o kişinin beslenme, bakım, barınma gibi temel ihtiyaçlarımızı karşılamasıyla mümkün oluyor. Bize bakım veren kişinin tehdit altında olduğumuzda gösterdiği davranışlar, ihtiyaçlarımıza olan duyarlılığı, ne kadar yakınımızda ve ne kadar ulaşılabilir olduğuna bağlı olarak bağlanma stillerimiz gelişiyor. Bize bakım veren kişiye yakın olma amacı güdüyor ve ondan uzaklaştığımızda ya da tehdit altında olduğumuzu hissettiğimizde ağlama, bakım vereni takip etme, ona yapışıp kalmak isteme gibi bağlanma davranışları gösteriyoruz.
relate-banner

Psikolog Mary Ainsworth yaptığı çalışma ile bağlanma davranışlarını ilk kez laboratuvar ortamında gözlemliyor ve onların sınıflandırılması konusunda çok önemli bir adım atıyor. Yabancı Ortam Deneyi (Strange Situation) olarak bilinen bu deneyde bebeklerin aşina olmadıkları bir ortamda nasıl davrandıkları, bakım verenleri yanlarından ayrıldığında ve yanlarına döndüğünde nasıl tepkiler verdikleri gözlemleniyor. Bu çalışma sonucunda bebeklerin bağlanma davranışları 3 kategoriye ayrılıyor: güvenli, güvensiz-kaçıngan ve güvensiz-kaygılı. Güvenli bağlanma olarak isimlendirilen bağlanma stili iki özelliğiyle ön plana çıkıyor:

  1. Güvenli bağlanan bebekler, alarmda olduklarında bakım verenlerinin bu duruma duyarlı olacağına ve onlara konfor sağlayacağına dair bir inanç besliyorlar.

  2. Sakin oldukları zamanlarda da bakım veren kişinin onlara keşfetmeleri, odada dolaşıp oynamaları konusunda güvenli bir liman sağlayacağını biliyorlar. Bu bebekler, bakım verenlerinin desteği sayesinde özgür bir biçimde içinde bulundukları alanı keşfedebiliyorlar.

Kaçıngan bağlanma stiline sahip bebeklerin bakım verenleri tarafından gördükleri yaklaşma davranışını reddettikleri görülüyor. Bu bebekler, tehdit altında olduklarını hissettiklerinde dikkatlerini bakım verene ulaşmaya çalışmaktan ziyade dış dünyaya yönlendiriyor ve keşfetmeye devam etmek istiyorlar. Bir tehlike yokmuş gibi yaşamlarına devam etmeye çalışıyorlar çünkü bir tehlike olduğunu kabul etmeleri bağlanma sistemi gereği onları bakım veren kişiye yaklaşmaya itiyor. Kaçıngan bağlanan bebeklerin bakım verenlerinin, genellikle bebeğin iletişim kurma talebini reddettikleri görülüyor.

Bağlanma figürünün varlığı konusunda emin olamayan, bariz bir tehlike olmasa bile bakım verenin ilgisini arayan çocukların bağlanma stili ise kaygılı olarak isimlendiriliyor. Bu bebekler, genellikle tutarsız bir ilgi görmüş oluyorlar; tehlike anlarında kimi zaman konfor sağlayan bakım veren kimi zaman duyarsız davranabiliyor. Bakım verenin ilgisini kazanmak bu bebekler için öylesine önemli oluyor ki onun ilgisini çekebilmek için mızmızlanma, yapışıp kalma, öfkelenme gibi davranışları sık sık gösteriyor ve oyun oynamayı ya da etrafı keşfetmeyi bırakıyorlar.

Laboratuvar ortamında bebeklerin bağlanma davranışlarının gözlemlenmesi ve belli kategorilerin ortaya çıkması bir dönüm noktası olsa da zamanla tüm bebeklerin bu kategorilere uymadığı görülüyor. Bazı bebekler deney sırasında karmaşık, düzensiz ve korku dolu tepkiler veriyorlar. Bu da bizi yazımızın asıl konusu olan dağınık/düzensiz (disorganized) bağlanmaya getiriyor.

Yabancı Ortam Deneyi sırasında belli bir yöntemi olmayan, bağlanma figürüne yaklaşmak veya ona bir mesaj vermek konusunda herhangi bir stratejiye sahip olmayan bebekler olduğu görülüyor. Örneğin, bakım veren kişi (bu örnekte baba) odaya geri döndüğünde bebek önce babasına doğru yürüyor fakat yolun yarısında duruyor, sonra dönüp duvara doğru yürüyor, babasına yüzünü dönüyor ve gözlerini kapatıp sallanıyor. Bağlanma stilleri dağınık/düzensiz olarak adlandırılan bu bebeklerin davranışlarının belli ortak özelliklere sahip olduğu görülüyor:

  • art arda seri oluşturacak şekilde gerçekleşmeleri

  • aynı anda gerçekleşen ancak birbiriyle çatışan davranışlar olmaları

  • kesik kesik, herhangi bir hedefi olmayan veya yanlış hedeflere yönelmiş olmaları

  • anormal duruşlar, donma, durgunluk, yavaşlamış hareketler ve ifadeler içermeleri

  • ebeveynle ilgili doğrudan endişe ve korku göstermeleri

  • yönelim bozukluklarına işaret etmeleri

Kendisini hem psikolojik hem fiziksel anlamda güvende hissetmek isteyen bir çocuk bakım verenine yakın olmak isterken düzensiz bağlanan çocuklarda bu hedefe yönelik çabaların olmadığını, bunu sağlayan sistemin adeta çöktüğünü görüyoruz. Peki bu bebekler, neden tehlike anında hiçbir şey yapamaz hale geliyorlar?

Düzensiz bağlanma stiline sahip çocuklar, bakım verenlerini sürekli bir şekilde alarmın, tehlikenin ve tehditin kaynağı olarak gördükleri deneyimler yaşıyorlar. Bakım verenin çocukta korku uyandıran davranışları, çocuk için ulaşılmaz olması, çocuğu ona zarar vereceğine yönelik tehdit etmesi veya çocuğun ev içinde şiddet uygulandığını görmesi alarm durumlarına örnek oluşturuyor. Bu tecrübeler, çocuğun zamanla bakım veren kişiyi aynı zamanda tehlike kaynağı olarak görmeye başlamasına sebep oluyor.

Bir tehlike altındayken bağlanma sistemimiz şu mesajı veriyor: Bir tehlike var, sana bakım veren kişiye yaklaş, o seni koruyacak. Çocuğa hayatta kalmak için tehlikeden uzaklaşması gerektiğini söyleyen sistem, ona bakım veren kişiye yaklaşması gerektiğini söylüyor fakat çözümsüzlük tam da buradan doğuyor çünkü güven ve konfor sağlaması gereken kişi aynı zamanda çocuk için tehdit kaynağı. Başka bir deyişle tehdit altındayken çocuk korku duyuyor ve bu durum bağlanma sistemini aktive ederek çocuğu bağlanma figürüne yaklaşması için motive ediyor. Fakat aynı uyaran, çocuğun korku sistemini de harekete geçiriyor ve korku kaynağından uzaklaşması gerektiğini söylüyor. Bağlanma figürü, hem güvenli alanın hem de korkunun ve tehditin kaynağı olduğu için çocuk duruma uygun bir strateji bulamıyor. Alarm durumundaki donma ve kafa karışıklığının sebebinin de bebeğin ne yapması gerektiğini bilememesi olduğu düşünülüyor. Bu sebeple aynı anda birbiriyle çatışan davranışlar ortaya çıkıyor.

Kısacası, tehdit uyandıran bir durumla karşılaştıklarında her ne kadar güvensiz bağlansalar da kaygılı ve kaçıngan bağlanan çocuklar organize bir tepki verebiliyorlar. Güvenli bağlanan çocuk bakım verenine ulaşmak istiyor, kaygılı bağlanan bakım verene ulaşmak için aşırı davranışlar gösteriyor ve kaçıngan bağlanan çocuk kendini savunmaya geçiyor ve dikkatini tehdit uyandıran durum dışında bir şeye yönlendiriyor. Güvensiz bağlanan çocukların, güvenli bağlananlara kıyasla daha fazla efor harcaması gerekse bile bu çocuklar organize bir tepki verebiliyor. Düzensiz bağlanan çocuklar ise tehditle karşılaştıklarında bir çözüm yolu bulamıyor ve onlar için hem tehdit hem bakım kaynağı olan kişiye yaklaşmak konusunda ne yapacaklarını bilmiyorlar. Düzensiz bağlanmanın ortaya çıkmasında etkili olan durumlara ve bu bağlanma stilinin yetişkinlik hayatındaki yansımalarına bir sonraki yazımızda odaklanacağız. Takipte kalın.

[1] Lyons-Ruth, K. (2007). The interface between attachment and intersubjectivity: Perspective from the longitudinal study of disorganized attachment. Psychoanalytic Inquiry, 26(4), 595-616. doi:10.1080/07351690701310656
[2] Granqvist, P., Sroufe, L. A., Dozier, M., Hesse, E., Steele, M., Van Ijzendoorn, M., Duschinsky, R. (2017). Disorganized attachment in infancy: A review of the phenomenon and its implications for clinicians and policy-makers. Attachment & Human Development, 19(6), 534-558. doi:10.1080/14616734.2017.1354040
[3] Cassidy, J., & Mohr, J. J. (2001). Unsolvable fear, trauma, and psychopathology: Theory, research, and clinical considerations related to disorganized attachment across the life span. Clinical Psychology: Science and Practice, 8(3), 275–298. https://doi.org/10.1093/clipsy.8.3.275

Benzer yazılar

Negro - Cristina Troufa

Tehdit ve Bakım Kaynağı Aynı İnsan Olduğunda - Düzensiz Bağlanma

Bağlanma stillerinin çok popüler olmayan ancak belki de anlaşılmaya en çok ihtiyaç duyan türü: düzensiz bağlanma. Detayları yazımızda.
The Meal - Alex Gross (2016)

Bağlanma Stilleri ve Ayrılık Sonrası Davranışlar

Eğer ayrılmayı isteyen ve ilişkiyi bitiren taraf biz değilsek ayrılık sonrası kısa dönemde davranışlarımızı neler belirler?
How being attached to you felt like sometimes - Laura Miclea

Kaygılı - Kaçıngan Birlikteliği Mümkün mü?

Yüksek seviyede bağlanma kaygısı ve kaçınması ilişkide belli sorunlarla ilişkilendiriliyor. Peki kaygılı ve kaçıngan bağlanan iki kişi bir ilişki sürdürebilir mi?
Seduction in Blues and Greens - Malcolm T. Liepke

Neden Ayrılamayız?

Neden bizi çok da mutlu etmeyen bir ilişkinin içinde kalmaya devam ederiz? Olumsuz deneyimlerimize rağmen niye ilişkiyi bitirmeyiz? Cevabı yazımızda!
Going Out - Fabienne Jenny Jacquet

Duygusal Zeka Nedir? - 2

Duygusal zeka ilişkilerimizi yakından etkiliyor. Duygusal zekanın nelerden etkilendiğini ve nasıl geliştirilebileceğini açıklıyoruz!
Submarine Filminden Bir Kesit

Aşkın 6 Mil Derinliğinde Su Üstünde Kalmanın Çabası: Submarine

Bozuk bir aile yapısı içinde, ergenliğin getirdiği karakter bunalımıyla uğraşan Oliver, ebeveynlerinin evliliklerini kurtarmaya çalışıyor.
Love - Liu Xiaodong

Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar ve Romantik İlişkiler

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar hem fiziksel hem de psikolojik sağlığı olumsuz etkiliyor. Peki, ilişkiler bu etkileri azaltabiliyor mu?
Battersea, London- Niall McDiarmid (2017)

İlişkinde Kaygı Mı Duyuyorsun?

Arkadaşları beni sevecek mi? Onu çok mu bunalttım? Kaygılı biriyseniz bu düşüncelere yabancı değilsiniz. Gelin bunları yakından inceleyelim!

Travmatik Bir Çocukluğun Gölgesinde Yaşamak: Güz Sonatı

Güz Sonatı anne ile kızı arasındaki şefkat eksikliğini konu alıyor. Çocukluğunda göremediği sevgi Eva'nın bütün ilişkilerini etkiliyor.
The Shins - Oh, Inverted World (2001)

İçini Açamamak: şarkılarla Kaçıngan Bağlanma

İnsanların %21'inin kaçıngan bağlanma türüne sahip olduğu düşünülüyor. Peki, bunun müzikte ne gibi yansımaları var?

footer