Söz konusu ilişkiler olduğunda işler kimi zaman çok karmaşık bir hal alabiliyor; eski sevgiliyle arkadaş kalmak da bunun en büyük örneklerinden biri. Bir zamanlar birbirlerinin en yakını olan iki insan ayrıldıktan sonra birbirine nasıl davranacağını bilemeyebiliyor. Bazen arkadaş kalmak zor olsa dahi çocuk, ortak çevre gibi etkenler yüzünden bunu yapmak zorunda kalabiliyorlar. Üstelik kimi zaman da işin içinde hala beslenen duygular, arzular ve farklı beklentiler olabiliyor. Peki bu zorlu ayrılık sürecini atlatıp eski sevgiliyle arkadaş kalmak bizim sonraki romantik ilişkilerimizi nasıl etkiliyor? Bu yazımızda bu sorunun cevabını vermeye çalışacağız.
Farklı araştırmalar farklı sonuçlar ortaya koysa da boşanan çiftlerin yaklaşık olarak %50'sinin boşanmadan sonraki 2 ila 10 sene içinde iletişimi sürdürdükleri, evlenmeden ayrılık yaşayan çiftlerin ise %40 ila %67'sinin arkadaş kaldığı biliniyor. Romantik ilişki bittikten sonra dahi iletişimi koruyan çiftlerin sayısı bu kadar fazla olunca araştırmacılar da bu arkadaşlığın altında yatan motivasyonların ve eski sevgiliyle temas halinde kalmanın yeni kurduğumuz romantik ilişkiyi nasıl etkilediğini araştırıyorlar.
Öncelikle iletişimi sürdüren eski sevgililerin bunu yapma sebepleri gruplara ayrılıyor. Bazı çiftler aynı sosyal çevreyi (iş, arkadaşlar, çocuk gibi) paylaştıkları için temas halinde kalmayı tercih ediyorken bazı çiftler için bu durum değişiklik gösterebiliyor. Örneğin, ilişkiye yapılan "yatırım" miktarı arttıkça kişilerin birbirlerine verdikleri değer de artıyor, bu da arada romantik bağlar kalmasa dahi arkadaş olarak görüşmelerini daha olası hale getiriyor. Başka bir gruptaki çiftler yalnızca "arkadaş kalmak" için arkadaş kalan -hayali veya uydurma arkadaşlık diye de nitelendirilen- aslında birbirleriyle pek de iletişim kurmadıkları bir arkadaşlık yaşayan çiftler. Bu üç gruptaki arkadaşlığın toksik bir tarafı veya yeni kurduğumuz romantik ilişkiye yıkıcı bir etkisi bulunmuyor.
Öte yandan, dördüncü ve son gruptaki eski sevgililerin birbirleriyle kurdukları iletişim onlara beraber geçirdikleri zamanı anımsatıyor ve/veya eski romantik ve cinsel hislerini yeniden canlandırıyor. Bu tarz arkadaşlıklar ve kişilerin birbirlerini "yedekte" görmesi aslında yeni kurulan ilişkiden alınan tatminin ve ilişki kalitesinin düşük olduğunun bir göstergesi olarak kabul ediliyor. Bu amaçlarla kurulan arkadaşlıklar aynı zamanda kişilerin içinde bulundukları romantik ilişkilerinde daha az bağlılık gösterme, daha az tatmin olma ve ilişkiye daha az yatırım yapma gibi zararlı etkilere yol açıyor. Ek olarak, eski sevgilinin cazip bir alternatif olarak algılanması da ilişkinin kalitesini düşüren etkenlerden biri olarak görülüyor.
Bütün bu araştırma sonuçları gösteriyor ki eski sevgiliyle kurulan arkadaşlık veya o kişiye karşı beslenen hisler ve yeni sevgilimizle olan ilişkimizin kalitesi aslında birbirini çift yönlü olarak etkiliyor. Şöyle ki eski sevgilinin hala çekici bir alternatif olarak değerlendirilmesi ve ona duyulan özlemin artması yeni ilişkimizin kalitesini azaltıyor. Fakat ilişkinin kalitesinin ve ilişkiden alınan memnuniyetin düşmesi de eski sevgiliye duyulan özlemin artmasına yol açıyor. Çünkü ilişkide kötü zamanlar geçirip daha mutsuz olduğumuzda "ait olma" konusunda da daha az tatmin oluyoruz. Bunu telafi etmek ve daha sevilebilir, öz güvenli hissetmek için ise eski sevgili ile geçirdiğimiz mutlu günlerimizi düşünmeye daha meyilli oluyoruz.
Son olarak, bağlılığın daha kuvvetli olduğu ilişkilerde, kişilerin eski sevgilileri ile daha az iletişim kurdukları görülüyor. Yapılan birçok araştırmada eski sevgiliyle kurulan iletişimin sıklığının o kişiye olan hislerle doğru orantılı olarak değiştiği ve iletişim miktarı arttıkça yeni partnere karşı daha az bağlılık hissedildiği ve ilişkiden alınan tatminin düştüğü bulunuyor. Kişiler yeni ilişkilerindeyken bu ilişkiye yatırım yapıldığını hissettiğinde ve etrafta cezbedici alternatifler bulunmadığında ise ilişkiye duydukları bağlılık ve ilişkiden aldıkları tatmin daha çok artıyor.
Özetle, eski sevgiliyle arkadaş kalmak -niteliğine ve altında yatan motivasyona bağlı olarak- yeni kurulan ilişkideki memnuniyetsizliği artırabiliyor. Aynı şekilde yeni kurulan ilişkinin kalitesi de eski sevgiliye olan hisleri ve özlemi tetikleyebiliyor. Bu bilgiler ışığında, eğer yeni bir ilişki içerisindeyseniz ve bu ilişkiye değer veriyorsanız, ilişki memnuniyetinizi artırabilmek için eski sevgilinizle temasınızı azaltmanın faydasını göreceğinize inanıyoruz.