Aile İçinde Öğrendiğimiz İlişki Modeli Gelecek Romantik İlişkilerimize Nasıl Yansıyor?

Gülce Gürel

Gülce Gürel

Aile İçinde Öğrendiğimiz İlişki Modeli Gelecek Romantik İlişkilerimize Nasıl Yansıyor?

Mother and Child by Katie M. Berggren

Mother and Child by Katie M. Berggren

Hiç iyi bir romantik ilişkinin nasıl yürüdüğünü bilmediğinizi düşündüğünüz oldu mu? Bir şeyleri yanlış yapıyor gibi hissettiğiniz fakat doğrusunu da sanki hiç öğrenmemiş ya da gözlemlememiş olduğunuzu düşündüğünüz? Belki de tam tersine, ben bu kadar güzel bir ilişki kurmayı nereden öğrendim diyorsunuzdur.
relate-banner

Konuşmayı, yürümeyi, yemek yemeyi ve daha birçok temel şeyi öğrendiğimiz ilk yer aile olduğu gibi; sevmeyi, saygı duymayı, sağlıklı veya sağlıksız bir iletişim kurmayı, güvenmeyi ve bağlanmayı da yine ilk defa ailemizde deneyimliyoruz. Sosyal öğrenme teorisine göre, dünyaya geldiğimizde çevremizde gözlemlediğimiz davranışları ve tutumları zihnimize kaydetmeye başlayıp bir bakıma aslında bunları taklit ederek yaşamımızı sürdürmeyi öğreniyoruz. Bu sebeple de dünyayla olan deneyimimizde iki insanın birbirine nasıl yaklaştığını, ikili ilişkilerdeki kural ve değerleri öğrenmeye başladığımız ilk yer de yine aile oluyor. Deneyimlediğimiz ve anlamlandırmaya çalıştığımız bu dinamikler zihnimizde şemalar halinde kaydediliyor ve hayatımızın diğer dönemlerinde kullanılmaya hazır hale geliyor. Daha sonrasında okula başlamamızla beraber gelişen süreçte elbette içinde bulunduğumuz sosyal ortamlarda da birçok şey gözlemliyor ve öğrenim sürecimize devam ediyoruz. Peki, ailede öğrendiğimiz ilişki dinamiği hakkında araştırmalar neler söylüyor?

Birçok kişi ilişkiye başlarken partnerlerinin kendi eksik oldukları özelliklerini kapatmaları gibi beklentiler içerisine girebiliyorken bazen de bilinçsiz olarak çocukluk ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik seçimlerini ilişkilerine yansıtabiliyorlar. Partnerlerden biri daha az ilgi göstermeyi seçerken diğer partner duygusal ihtiyaçlarını tamamen partnerinin karşılamasını bekleyebiliyor. Bu tarz durumlar hayal kırıklığı eşliğinde çatışmalara yol açabiliyor. Araştırmalara göre, ilişkideki bu gibi beklentilerimizin önemli bir kısmı aile deneyimlerimizden geliyor. Örneğin, ebeveynlerinin ilişkisinde yüksek oranda geçimsizlik gözlemlemiş bir çocuğun sosyal becerileri öğrenmesi de zorlaşıyor ve aile içinde birbirini destekleme, sorun çözme gibi davranışları öğrenemeyebiliyor. Aynı araştırma, boşanmış çiftlerin çocuklarını da daha detaylı araştırıyor ve ebeveynleri boşanmış çocukların kendi evliliklerinin de sona ereceğini düşünme ihtimallerinin daha yüksek olduğunu buluyor. Bunun nedeninin ise küçük yaşta ebeveynleri boşanmış olan çocukların zihninde oluşan ‘’Evlilikler kısa sürer ve tutarlı değildir.’’ şemasının olabileceği tartışılıyor.

Yapılan başka bir çalışmada çocukluğunda aile içinde sadakatsizlik ile ilgili çatışmalara maruz kalan yetişkinlerin kendi ilişkilerinde gösterdikleri sadakatsizlik davranışlarının oranları bağlamsal açıdan inceleniyor. Ailesinde güvensizliği ve sadakatsizliği gözlemleyen çocuklar, yetişkinliklerinde kurdukları romantik ilişkilerde daha yıkıcı davranışlar sergileyebiliyorlar. Bu noktada gelecek ilişkilerinde kendi fiziksel ya da duygusal ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırken hareketlerinin partnerlerini nasıl etkileyebileceğine yeterince duyarlı olmayabiliyorlar. Buna ek olarak, aile içindeki çatışmaları araştıran terapistler, yüksek derecede çatışma içerisinde olan ebeveynlerin çocuklarına duygusal olarak yeterli kaynağı sağlayamayabileceklerini ve bunun çocuğun güven duygusunun gelişmesini önleyebileceğini düşünüyorlar. Bunun ışığında yapılan bazı çalışmalarda, özellikle babası ilişkide sadakatsizlik göstermiş olan çocukların kendi yetişkinliklerinde de aynı davranışı sergileyebilecekleri rapor ediliyor. Bu bakımdan bağlılık ve sadakat inançlarının yıkıma uğradığı deneyimlerden sonra yetişkinlerde bunun iyileştirilmesi adına atılacak adımlar önemli görülüyor.

Ailede gözlemlenen modelin yanı sıra, ebeveynlerle kurulan bireysel ilişki de yetişkinlikteki romantik ilişkilerimize yansıyor. Bowlby’ye göre birincil bakım verenimizle kurduğumuz ilişki kendimizle olan ilişkimiz hakkında fikir sahibi olmamızı sağlıyor. Bu da daha sonrasında kuracağımız ilişkilerle ilgili beklentilerimizi önemli ölçüde etkiliyor. Birincil bakım vereniyle güvenli bağlanan bir çocuğun gelecekteki ilişkisinden beklentisi de güven ve tutarlılığa dayalı olurken kaçıngan bağlanmayı öğrenen çocuklar yetişkinliklerinde de ilişkileri potansiyel olarak güvensiz ve korku dolu bir alan olarak görebiliyorlar. Öte yandan kaygılı bağlanan yetişkinler ise ilişkilerini hayatlarında çok merkezi bir noktaya koyup gerçekçi olmayan duygusal beklentilere giriyorlar ve ilişkileri bu durumdan olumsuz etkilenebiliyor. Bu sebeple de çocuklukta birincil bakım verenimizle olan ilişkimiz ve onun bize yaklaşma şekli yetişkinlikte kuracağımız ilişkiler için izler bırakabiliyor. Bu bakımdan anne-babanın ilişki sağlığının da önemini vurgulamak gerekiyor çünkü sağlıksız bir ilişkide olan ebeveynler bunu kaçınılmaz olarak çocuklarına yansıtıyorlar. Örneğin, ebeveynler kendi aralarındaki bir çatışmayı çocuğa yüklenerek çözmeye çalışabiliyor ve bu durum çocukta ebeveynleri tarafından reddedilme hissine yol açabiliyor. Bu hissiyat çocuğun hem kendisi hem de ilişkiler hakkındaki fikrini bir noktada etkileyebiliyor. Çünkü çocuk kendisine dair oluşturduğu algıyı içselleştiriyor ve bunu gelecek ilişkilerinde kullanabiliyor.

Sonuç olarak, çocuğun ilişkilere dair genel algısı ve gelecek beklentilerinin ailede gözlemlediği ilişkinin kalitesiyle bağlantılı olduğu bulunuyor. Ebeveynlerin ilişki kalitesi yükseldikçe, çocuğun yetişkinlikteki ilişkisine dair beklentileri olumlu yönde oluyor. Yine de tüm bu bulgular ebeveynlerimizin ilişkisini tekrar edeceğimiz anlamına gelmiyor! Çocuklukta aile ortamı ilişkilere dair dinamikleri en çok öğrendiğimiz ve kendi benliğimizin temellerini attığımız yer olsa da büyüdükçe farklı deneyimler yaşayıp ya da profesyonel destek alıp öğrendiklerimizi değiştirme imkanı bulabiliyoruz. Yani sağlıksız bir ilişki gözlemleyen her çocuk yetişkinliğinde sağlıksız bir ilişki deneyimlemiyor; bazen partnerler birbirlerinin eksik noktalarını kapatıp ilişki içerisinde birbirlerini iyileştirip geliştirebiliyorlar. Erken yaşlarda öğrendiklerimizden kopmak zor gibi gözükse de mümkün olabiliyor. Bu noktada neleri ailede öğrendiğimiz, hangi öğrenmişliklerimizden rahatsız olup değiştirmek istediğimizi düşünmek bir çözüm yolu sunabiliyor.

[1] Einav, M. (2014). Perceptions about parents' relationship and parenting quality, attachment styles, and young adults’ intimate expectations: A cluster analytic approach. The Journal of Psychology, 148(4), 413-434.
[2] Schmidt, A. E., Green, M. S., Sibley, D. S., & Prouty, A. M. (2016). Effects of parental infidelity on adult children's relational ethics with their partners: A contextual perspective. Journal of Couple & Relationship Therapy, 15(3), 193-212.
[3] Weiser, D. A., Weigel, D. J., Lalasz, C. B., & Evans, W. P. (2017). Family background and propensity to engage in infidelity. Journal of Family Issues, 38(15), 2083-2101.

Benzer yazılar

Kaygı Flört Etmemize Engel Değil

Yüksek düzeyde kaygıya veya kaygılı bağlanma stiline sahip olmak zaman zaman kendimizi sabote etmemize ve geçmişteki olumsuz deneyimlerimize saplanıp kalmamıza sebep olabiliyor. Peki kendimizi sabote etme halinin üstesinden gelmek için neler yapabiliriz?
One Hundred Years of Solitude No.31 - Zhu Zhengming

İlişkisiz, Mutlu, Huzurlu

Herkes romantik bir ilişkiye sahip olmak zorunda mı? Tek başımıza mutlu olmamız mümkün değil mi? Seçilmiş bekarlık kavramıyla tanışın!
Mother and Child by Katie M. Berggren

Aile İçinde Öğrendiğimiz İlişki Modeli Gelecek Romantik İlişkilerimize Nasıl Yansıyor?

Hepimiz ilişki kurmanın farklı yollarını ailemizde öğreniyoruz. Ancak öğrendiğimiz bu yollar her zaman bizi mutlu etmeyebiliyor.

Romantik İlişkiler ve Psikolojik Sağlık

Romantik ilişkiler psikolojik sağlığı nasıl etkiliyor? Bu yazıda psikolojik sağlık ile ilişkiler arasındaki ilişkiyi derledik.

7 Toksik Aile Davranışı

’Çünkü ben öyle istiyorum!’’ Aile içinde görülebilen 7 toksik davranış biçimi bu yazımızda!
Negro - Cristina Troufa

Tehdit ve Bakım Kaynağı Aynı İnsan Olduğunda - Düzensiz Bağlanma

Bağlanma stillerinin çok popüler olmayan ancak belki de anlaşılmaya en çok ihtiyaç duyan türü: düzensiz bağlanma. Detayları yazımızda.
We Need to Talk About Kevin - Lynne Ramsay (2012)

Bir Anne-Oğul Çatışması: We Need to Talk About Kevin

Hazırlıksız annenin, oğlu Kevin ile bağ kuramamasını anlatan bu film, istenmediğini hisseden çocuğun neler yapabileceğini gösteriyor.
The Meal - Alex Gross (2016)

Bağlanma Stilleri ve Ayrılık Sonrası Davranışlar

Eğer ayrılmayı isteyen ve ilişkiyi bitiren taraf biz değilsek ayrılık sonrası kısa dönemde davranışlarımızı neler belirler?
A Moment! - Holly Warburton

Öpüşmenin Tarihi ve Etkileri

Öpüşmek, midemizde kelebekler uçuran bir deneyim! Neden öpüştüğümüz ve öpüşmenin günümüze nasıl geldiği ise işte bu yazımızda.
İsimsiz

Güvenli Bağlanmayı Anlatan Türkçe Şarkılar

Güvenli bağlanma ile çevremizle daha yakın ilişkiler kuruyoruz. Romantik ilişkilerde güvenli bağlanmayı anlatan Türkçe şarkıları derledik!

footer