Dünya genelinde yaşanan herhangi bir doğal afet, saldırı ya da istismar gibi olaylar, haberlerde ya da sosyal medyada saniyeler içerisinde yayılma hızına sahip oluyor. Kimi zaman bu haberlerde yaşanan olaya dair çok fazla detay paylaşılırken, görüntü ya da videoların da sosyal medya aracılığıyla büyük bir hızda yayıldığı görülüyor. Peki hem bu olayların öznesi olan kişilerin yaşadıkları olayları televizyonda, haberlerde ya da sosyal medya mecralarında görmeleri, hem de olayın öznesi olmayan kişilerin bu görüntülere ya da videolara sosyal medya aracılığıyla maruz kalması insan psikolojisini nasıl etkiliyor?
Özellikle genç nesiller, gazete gibi basılı yayın organlarını giderek daha az kullanıyor ve haberleri daha çok sosyal medya aracılığıyla takip ediyorlar. Gazete gibi daha geleneksel haber yayma araçlarında bu haberler çoğu zaman bir uyarı ibaresiyle yer alırken, bu tarz önlemler sosyal medyada alınmayıp fotoğraf ya da videolar tüm gerçekliğiyle göz önüne seriliyor. Bu da kişileri bir girdaba sokup, yaşanan olayla ilgili internette olabilecek her bilgiye ulaşma çabasına girmeye yol açabiliyor. Sonucunda ise kişi yaşanan olayla ilgili çok fazla detaya sahip oluyor ve adeta olayın içerisine çekiliyor. Bunun sonucunda ise kişinin yorgunluk ve umutsuzluk hissetmesi kaçınılmaz oluyor.
Yapılan bir çalışma, sosyal medyada şiddet içeren görüntülere maruz kalmanın travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) semptomlarına benzer semptomlar göstermeye yol açabileceğini gösteriyor. Kişi, yaşanan travmatik olaya kendisi maruz kalmasa bile, başka birinin maruz kaldığını sosyal medyada fotoğraf ya da videolar aracılığıyla gördüğünde ya da yazılı olarak olaya dair detaylara maruz kaldığında, TSSB semptomları gösterebiliyor. Üstelik bu kişilerin geçmişte herhangi bir travmaya maruz bırakılmış olması da gerekmiyor. Çalışmada, özellikle de dışadönük ve aşırı derecede tetikte (hypervigilant) olan kişilerin, sosyal medyadaki bu tarz travmatik olayların detaylarına karşı da daha duyarlı olduğu görülüyor. Bu kişiler olayın ardından uzun zaman geçse dahi olay hakkında sosyal medyada araştırma yapmaya devam ederek yaşadıkları stresin kronik bir hale dönüşmesine zemin hazırlayabiliyorlar.
Öte yandan, sosyal medyada yaşanan travmatik olaya dair fotoğraflar paylaşıldığında, bu duruma birebir maruz kalan kişi ya da kişilerin psikolojisi de bu durumdan oldukça etkileniyor. Kimi zaman iyi niyetlerle yapılabilen bu paylaşımlar, travmatik olaya maruz kalan kişiler -özellikle de çocuklar- için yarardan çok zarar getiriyor. Peki bu zararlar neler?
1- Stres
İnternette paylaşılanların tamamen silinmesinin imkansız olduğu biliniyor, hele ki görüntü ya da video birçok kişi tarafından birden fazla platformda paylaşıldıysa. Durum böyle olduğunda da travmaya maruz bırakılan kişilerin yaşadıkları travmaya ilişkin haber, görüntü ya da videolara denk geldikleri her an streslenerek o travmayı yeniden yaşama ihtimalleri artıyor.
2- Damgalanma
Damgalama toplumda birçok farklı şekilde yaşanabiliyor ve mantıksal düzlemi olmayan korkuları da beraberinde getiriyor. Travmaya maruz bırakılan kişilerin bilgileri, resimleri ya da videoları sosyal medyada paylaşıldığında, bu kişiler toplumdan dışlanabiliyor.
3- Hak ihlali
Bir kişinin izinsiz bir şekilde fotoğraf ya da videolarını paylaşmak iyi bir amaçla olsa dahi kişide utanç ve strese yol açabiliyor. Özellikle de kişinin sosyal medyada sürekli olarak kendi fotoğraf ya da videolarını görmesi, bu olayın hayatı boyunca karşısına somut bir şekilde çıkmasına neden olabiliyor. Fotoğraf ya da videoda kişilerin kimliği direkt olarak tespit edilemese dahi, onun çevresindeki ya da yakınındaki kişiler bu olayı yaşayan kişinin o olduğunu biliyor. Bu da aynı anları tekrar tekrar yaşamak anlamına geliyor.
Tüm bunlar, hem travmatik olaylara direkt maruz kalan kişiler, hem de bu olaylara sosyal medyada paylaşılan görüntü ya da videolar aracılığıyla maruz kalan kişilerin oldukça ciddi derecelerde etkilenebildiğini gösteriyor. Tam da bu sebeple, sosyal medyada bu tarz içeriklerin paylaşılması ve yayılması konusunda oldukça dikkatli davranılması gerekiyor.