Cinsiyetine bakılmaksızın herkes, çıkarlarını en iyi şekilde gözeten yöneticiler ve uyumlu çalışma arkadaşlarıyla güvenli, saygılı, sağlıklı ve teşvik edici bir ortamda çalışmayı hak ediyor. Bununla birlikte ülkelerin ve şirketlerin iş gücünde bir cinsiyet çeşitliliği politikası oluşturarak ve uygulayarak cinsiyet eşitliği konusuna farklı bir şekilde bakması gerekiyor.
Toplumsal cinsiyet rolleri konusunda belli bir ilerleme kat ettik ancak özellikle ücret eşitsizliği bu noktaya dikkat çekilmesi gerektiğini vurguluyor. Bu eşitsizliklerin nasıl düzeltilebileceğine dair hızlı bir çözüm olmasa da kadın hakları hareketinin geçici bir eğilim olmadığını, toplumsal bir demirbaş olması gerektiğini aklımızda tutmamız gerekiyor. Aslında bu herkesi etkileyen bir konu. Cinsiyet çeşitliliği; harcama güçlerini ve yaşam standartlarını iyileştirerek yalnızca kadınlara fayda sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda bir kuruluşun üretkenliği ve başarısı üzerinde de büyük bir etki yaratıyor. İş yerinde cinsiyet çeşitliliğinin bazı avantajları şunlar:
1. Yetenek havuzu genişler.
Kuşkusuz, farklı bireylerin farklı yetenekleri, becerileri ve nitelikleri var ve bunlar bir kuruluşun başarısına katkıda bulunuyor. İş gücünde kadın temsilini arttırmak, yalnızca bir şirketin yetenek havuzunu genişletmekle kalmıyor, aynı zamanda örgütsel büyümeyi sağlamak için benzersiz becerilere sahip erkekler ve kadınlar arasında gerekli iş birliğini de sağlıyor.
2. Üretkenlik artar.
Çeşitli yetenek havuzuyla bir kuruluşun üretkenlikte önemli bir artış kaydedeceğine şüphe yok. Yapılan çalışmalar, cinsiyet çeşitliliği olan ekiplerin yaratıcı olma, bilgiyi paylaşma ve görevleri etkin bir şekilde yürütme olasılıklarının daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor.
3. Finansal getiri artar.
İş yerinde cinsiyet çeşitliliği ile gelen daha fazla çalışan bağlılığı, performans ve artan üretkenlik, kuruluşun finansal getirilerinde bir artışla sonuçlanıyor. Yapılan bir araştırma, cinsiyet çeşitliliği açısından düşük sırada yer alan şirketlerin, daha kapsayıcı şirketlere kıyasla ortalamanın üzerinde parasal kazanç elde etme olasılığının daha düşük olduğunu gösteriyor.
4. Sosyal uyum artar.
İşler daha fazla cinsiyet kapsayıcı hale geldiğinde kadınların toplumdaki rolleri yeniden tanımlanarak bir sosyal uyum duygusu yaratılıyor. Bu şekilde insanların hem çalışmaya ve iş hayatına hem de kadınlara yönelik değer ve davranışları şekilleniyor. Örneğin, iş gücüne daha fazla dahil edilmek kadın haklarını ve failliğini artırarak kadınların sosyal ağını genişletiyor ve aslında toplumda daha adil normlar oluşmasına katkıda bulunuyor.