Karşılıksız Aşkı Konu Edinen 4 Büyük Klasik

yer tutucu

Alkan Özdemir

Karşılıksız Aşkı Konu Edinen 4 Büyük Klasik

Couple, New York City - Michael Cinque

Couple, New York City - Michael Cinque

Aşk… İnsanlığın en özel, en eski, en tanıdık duygularından biri. Çoğu kez umutsuzluğun en koyu olduğu anda çıkagelen beklenmedik misafir. Burada "misafir" dememiz maksatlı; çünkü tanıttığımız kitaplarda fazla konaklamayan, şöyle bir esip geçen aşklar, göçmen kuş misali başka diyarlara uçan aşıklar var.
relate-banner

Daha önce karşılıksız aşk konusunda yazdığımız yazılarımızda da belirttiğimiz gibi, araştırmalar insanların %98'inin hayatlarının bir döneminde böyle bir aşka tutulduğunu gösteriyor. Bu kişinin bize çok özel ve değerli gelmesi, onunla bir ilişki kurmanın en azından o an için imkanlar dahilinde gözükmesi ve birine aşık olmanın verdiği histen hoşlanıyor olmamız da bizi karşılıksız aşka iten faktörler arasında yer alıyor.

Dünya edebiyatının yıllandıkça güzelleşen başyapıtları da bu duyguyu bize bütün yoğunluğuyla aktarıyorlar. Onlar; anlatılarıyla, ruhumuza ortak oluşlarıyla hala güncel, hala capcanlılar.

1. Genç Werther'in Acıları (1774)/ Goethe



"O büyük ruhla birlikteydim ve onun yanında kendimi olduğumdan daha üstün buluyordum; çünkü onun yanında, olabileceğim ne varsa, hepsini oluyordum." (25)

Goethe'nin Alman edebiyatında çığır açan eseri, biçim açısından (ilk mektup-roman) ve içerik açısından (duygusallığın ilk kez dışavurumu) ilkleri içeriyor. Ayrıca roman boyunca doğanın bir fon olmaktan kurtulup capcanlı ve özgün şekilde var olduğunu görüyoruz. Bir diğer özelliği de dünya edebiyatındaki en trajik eserlerden biri olması.

Lotte'ye karşı hissettikleriyle yaşama tutunan Werther, zamanla ona kendini daha yoğun bir şekilde kaptırıyor. Lotte, onun için mutluluğun olduğu kadar kederin de kaynağı haline geliyor; çünkü nişanlanmak üzere olduğu Albert adında bir sevgilisi mevcuttur. Olaylar bize yalnızca Werther'in mektupları üzerinden anlatıldığından tek taraflı bir bakış açısı görürüz. Dolayısıyla hayal gücü son derece yüksek olan Werther'in, Lotte'nin de onu sevdiğine dair sözleri muğlak kalabilir. Lotte'nin bu sevgiye karşılık verdiğine yönelik somut bir eylemden yoksunuz. Werther, zamanla bu aşkın acısını fiziksel bir acı şiddetinde duyumsar. Aşkına karşı kesin bir ret aldıktan sonra ise her şeyini yitirdiğini varsayan romantik bir genç adamın kendi trajik sonunu hazırlayışına tanık oluruz.



2
. Vadideki Zambak (1836)/ Balzac



"Paylaşılmış bir aşkın mutluluğunu tatmadan can vermek istemiyordum." (74)

Vadideki Zambak, her şey bir yana aşka dair yazılmış en güzel kitaplardan biri olduğu için bile okunabilir. Balzac, en büyük romanlarından biri olarak gördüğü bu eserinde bir yandan Fransa'nın toplumsal koşullarına yer verirken, bir yandan aşkın besleyip büyüten, yeniden var eden yaratıcı gücünü ortaya koyar. Genç aşık Felix ve kendini onun destekçisi olarak konumlandıran kontes Henriette'nin ilişkileri inişli çıkışlıdır. Felix'in ona karşı duyguları nettir; Henriette ise evli, üstelik çocuklu oluşu nedeniyle daima doğru olanı yapması gerektiğini düşünür, onu kendinden bilinçli şekilde uzak tutar. Vadideki Zambak'ın birçok eleştirmence "erdemin romanı" olarak nitelendirilmesinin temel sebebi de buradan kaynaklanıyor. Felix'in eğitimi için yanından ayrılışı ve orada başka bir kadınla tanışması ilişkilerinin seyrini değiştirir. Döndüğünde Henriette'yi ağır hasta olarak bulur; artık hiçbir şey eski gibi devam etmez. Romanın sonunda ise bir çerçeve öyküyle, şaşırtıcı bir kurguyla karşılaşırız.



3.
Beyaz Geceler (1848)/ Dostoyevski



-Bir Hayalperestin Anılarından-

"Ve bütün yaptığım, her gün, sonunda bir gün biriyle karşılaşacağımı hayal edip durmak. Ah, bir bilseydiniz, bu şekilde kaç kez aşık olduğumu!." (35)

Beyaz Geceler, yazarın sürgüne gönderilmeden önce kaleme aldığı son, aynı zamanda en şiirsel eseri olarak dikkat çekiyor. Dostoyevski'nin sonraki romanlarında da -Öteki ve Karamazov Kardeşler gibi- görülen kişilik parçalanması ve karşılıksız aşk, bu romantik öykünün de bir parçası. Ayrıca kimi eleştirmenler yazarın günlüklerine dayanarak yapıtın otobiyografik ögeler içerdiğini vurguluyor.

Başkarakterimiz, Petersburg'un masalsı beyaz gecelerinden birinde tüm yalnızlığı ve huzursuzluğuyla karşımızda duruyor. Bir yandan şehri sever, insanları mutlu bulurken diğer yandan unutulmuş bir yabancı olduğunu hissediyor. Eser, böyle bir gecede karşısına çıkan Nastenka'yla üç gün boyunca buluşmalarının öyküsüdür. Nastenka, henüz ilk sohbet anında karakterimize kendisine aşık olmamasını tembih etse bile gönül ferman dinlemiyor. Nastenka'nın sevdiğiyle yolları ayrılıyor; fakat bir yıl sonra sözleştikleri yerde buluşmak üzere onu bekliyor. Ne var ki, o bir türlü gelmiyor. Karşılıksız bir aşka tutulan karakterimiz, duygularına rağmen Nastenka'yı üzgün görmeye dayanamayarak beklediği kişiyle kendi konuşmayı dahi teklif ediyor. Nastenka gelmeyen kişiyi unutmaya karar veriyor, kısa bir süre her şey toz pembe ve masallardaki gibi bir mutlu sona yakınken, Dostoyevski okurlarına tanıdık; masallara yabancı bir sona tanık oluruz.



4.
Klara Miliç (1882)/ Turgenyev



"İstediğim gibi birine asla rastlayamayacağım… Diğerleri ise bana lazım değil!" (56)Turgenyev'in ustalık dönemine ait, üstelik son eseri olan Klara Miliç, halasıyla birlikte Moskova'da yaşayan Yakov Aratov adlı bir genci tanıtarak başlıyor. Yakov, piyanosu ve kitaplarına gömülü şekilde -konuşmayı sevmeyen halasını saymazsak- yalnız bir yaşam sürüyor. Arkadaşı Kupfer'in ısrarıyla gittiği temsilde başarılı bir tiyatrocu olan Klara Miliç'le tanışıyor. Klara ilgisini belli ediyor; fakat Yakov karışık duygular yaşayarak kendini uzak tutuyor. Düşlerinde annesi benzeri bir genç kız görüyor; fakat genç kız onu andırmıyor. Yine de buluşmayı kabul ediyor, Klara ise duygularına karşılık bulamadığını görerek oradan üzüntüyle koşarak uzaklaşıyor. Aylar sonra gazetede Klara'nın acı sonunu öğreniyoruz. Romanın geri kalanı, Yakov'un duygusal gelgitler içinde Klara'nın ailesiyle tanışıp onun hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaya çalışmasıyla geçiyor. Turgenyev'in son yıllarında ilgisini çeken mistik ögeler ve rüyalar da bu noktada esere dahil olur.

[1] Barth, F. D. (2015, February 7). 6 Ways to Get Past the Pain of Unrequited Love. Psychology Today. Retrieved from https://www.psychologytoday.com/us/blog/the-couch/201502/6-ways-get-past-the-pain-unrequited-love
[2] Aron, A., Aron, E. N., & Allen, J. (1998). Motivations for Unreciprocated Love. Personality and Social Psychology Bulletin, 24(8), 787-796.

Benzer yazılar

Sizin Aşkınız Hangisi?

Hiç aşık oldunuz mu? Peki aşkın ne anlama geldiğini düşündünüz mü? Aşk ne demek, hadi gelin birlikte bakalım.

İkinci Kez Aşık Olmanın Bize Getirdikleri

Her aşk hikayesi farklı olsa da aşkı yeniden bulma deneyimlerimizdeki çoğu süreç ortak. Bunlardan dördünü sizin için listeledik!
Mabel Matiz&Mert Demir - Antidepresan

2022’nin Aşk Şarkıları

Aşkı, özlemi, hayal kırıklığını ve ayrılığı uçlarda yaşadığımız 2022 yılında yayınlanmış olan aşk temalı şarkılara gelin birlikte bakalım.
Ophelia (John Everett Millais, 1852)

Hamlet’in Ophelia’sı ve Ophelia Sendromu

Shakespeare’in Hamlet oyunundaki Ophelia karakterini ve adını verdiği Ophelia Sendromu’nu beraber inceleyelim!
Two On A Bridge - Igor Krapar Shcherbakov (2021)

Aşk İksiri: Feromon

Tanıştığınız andan itibaren birine ilgi duydunuz fakat nedenini anlamakta güçlük mü çekiyorsunuz? Bazı kişilere ise ilk andan beri arkadaş gözüyle mi bakıyorsunuz?
Aşk, Büyü, Vs. - Ümit Ünal (2019)

Yaşanamamış Bir Hayatın Rüyası: Aşk, Büyü, Vs.

Birbirine aşık iki kadının toplumsal tabular sebebiyle nasıl birbirlerinden ayrı düştüklerini anlatan duygu dolu bir film.
Le lit (The bed) - Henri de Toulouse-Lautrec (1893)

Toulouse-Lautrec’in “Yatakta” Serisi

Post-empresyonizm akımının önemli ressamlarından biri olan Toulouse-Lautrec’in “Yatakta” isimli eserler serisine birlikte bakalım!
Pencere - Oyun Atölyesi

İlişkileri Merkezine Alan Tiyatro Oyunları

İnsanı insana insanla anlatma sanatı: tiyatro! Yakın ilişkileri sahneye taşıyan tiyatro oyunlarını sizler için derledik.
Midnight- Anne Magill (2011)

Aşkın Ömrü Ne Kadar?

Uzun süreli bir ilişkide tutkuyu korumak mümkün mü yoksa aşk zamanla azalarak biter mi? Yoğun duygular, geçen zamana karşı koyabilir mi?
Be With Me- Joseph Lorusso

Aşkın Tanımını Yapmak Mümkün mü?

Kavuşmak, kavuşamamak, birlikte olup bütün dünyaya meydan okumak… Sizce aşk nedir? Böylesine karmaşık bir deneyimin tanımı yapılabilir mi?

footer