İnsan biyolojik yapısı nedeniyle doğduğu andan itibaren sürekli öğrenme eğiliminde. Araştırmacılar da insan zihninin karmaşık yapısını ve öğrenmenin nasıl gerçekleştiğini anlamak için farklı teorilere, araçlara ve yaklaşımlara yönleniyor. Erken çocukluk döneminde öğrenmeyi ve deneyimi mümkün kılan araçlardan biri de oyun. Oyunun toplumları ve kültürleri şekillendirdiği düşünülüyor. Öyle ki oyun, insan kültüründen önce de var olan ve diğer canlıların da ihtiyaç duyduğu fiziksel ve biyolojik bir aktivite. Bu yazımızda oyunun tanımını ele alıyoruz.
Oyun denince her birimizin aklında bazı şeyler canlanıyor fakat bir tanım yapmakta zorlanıyoruz. Aslına bakarsanız oyunun tek bir tanımı bulunmuyor. Oyunla ilgili başyapıtlardan biri olan Homo Ludens kitabında Johan Huizinga, oyunu tanımlarken hayvanların oyun davranışlarının doğallığından bahsediyor. Yani bir insanın herhangi bir hayvana oyun oynamayı öğretmiş olması pek mümkün görünmüyor. Bu sebeple oyunun insanlardan önce hayvanların keşfettiği bir eylem olduğu düşünülüyor. "The Play of Animal" adlı kitapta da hayvanların hayatta kalabilmek, üreyebilmek ve sürü içinde varlığını sürdürebilmek için oyunu araç olarak kullandıkları belirtiliyor. Bu açıdan oyun için doğal ve içgüdüsel bir eylem diyebiliriz. Durumun aslında insanlarda da benzer bir şekilde olduğu görülüyor. Bebekler, dış faktörlerden bağımsız olarak oynama motivasyonu ile doğuyor ve bu motivasyonu koruyorlar.
İçgüdüsel olmasının yanı sıra oyun öğrenilen bir eylem ve içinde esneklik, hareket, çeşitlilik, eğlence, karışıklık, denge, değişim ve çözüm gibi pek çok bilgiyi, beceriyi ve deneyimi barındırıyor. Çocuk, oyun sayesinde yaparak ve yaşayarak öğreniyor. Dolayısıyla çocuğun yetişkinlik döneminde ihtiyaç duyabileceği niteliklere sahip olma ihtimali artıyor. Aynı zamanda oyun çocuklar için bir ifade aracı. Çocuklar oyunda alternatif çözümler bularak ve onları deneyerek farklı bakış açıları kazanıyor, kendi gizli güçlerini keşfediyor ve bu sayede kimliklerini oluşturuyorlar.
Sonuç olarak oyun; çocukları, yetişkinleri ve tüm toplumu şekillendiren temel değerlerden biri. Dengeli, dayanıklı, esnek ve özgür düşünebilen bir çocuk yetiştirmek için ona bolca oyun oynama imkanı sunmak gerekiyor.