Sizi aldatan birini affedebilir miydiniz?
Bu soruya cevap olarak belki de "Affedebilirim ama bunu asla unutamam." diyorsunuz. Gerçekten de birinin hatalarını affetmek ve yaptıklarını unutmak farklı tecrübeleri işaret ediyor. Bu farkın temelinde ise affetmenin duygu kökenli olması, unutmanın ise bilişsel bir süreç olması yatıyor. Aldatılma durumunda kişi birçok farklı duyguyu aynı anda hissediyor ve tüm bu duygular karşı tarafı affetme davranışını etkiliyor. Aldatılan tarafın hissettiği kaçınma ve/veya intikam duygularıyla beraber, üzülme, acıma ve nefret bir bütün olarak affetmeme durumuyla sonuçlanıyor. Unutmak ise kişinin aldatma anısını ve bu esnada deneyimlediği duyguları uzun süreli bellekten geri çağıramaması ile ilgili. Bu sebeple aslında affetmek unutmak anlamına, affetmemek de yaşananları unutmamak anlamına gelmiyor. Yani, aldatma deneyimi sonrası partnerler sorunlarını çözmüş görünseler dahi kişi partnerini tamamen affetmemiş olabiliyor veya sorunların tamamen çözülmesini beklemeden de karşı tarafı affedebiliyor.
Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz üzere aldatma davranışı, ilişkileri oldukça derinden sarsabiliyor. Birçok insan tarafından ilişkinin bitirilmesi için geçerli bir sebep olarak görülüyor. Bir ilişki genellikle partnerlerden biri veya her ikisi de o ilişkide psikolojik ve/veya fizyolojik olarak zarar görmeye başlamışsa bitiyor. Partnerlerin ilişkiye neyin zarar vereceğine dair algıları burada önem taşıyor. Eğer taraflar aldatmayı ilişkiye zarar verecek bir eylem olarak görüyorlarsa aldatmanın o ilişkiyi kötü etkilemesi bekleniyor ve bu durumun affedilip affedilemeyeceği üzerine düşünmek gerekiyor.
Kişinin onu aldatan partnerini affedip affetmeyeceğinin iki faktörle yakından ilişkili olduğu bulunuyor:
- Kişinin öznel bağlamı: Aldatma davranışının kabul edilebilir olup olmadığı kişisel bir karardır ve affetme kararını almada önemli bir faktördür.
- İlişki bağlamı: İlişkilerin onları yaşayan kişiler için olumlu ya da olumsuz duygusal bir değeri oluyor. Yaşanılanların sürekli olarak olumsuz bir şekilde algılanması ilişkiye atfedilen değerin olumsuz olmasına sebep oluyor. Olumluluk ilkesi ilişkilerin sürdürülebilmesi konusunda önem taşıyor.
Aldatılmadan sonra bunu deneyimleyen kişi, ilişkisini anlayışlı ya da yıkıcı bir perspektiften gözlemlemeye başlıyor. Bu gözlem affetme kararının alınmasında oldukça etkili oluyor. Eğer aldatan taraf yumuşak ve uyumlu davranışlar sergiliyorsa aldatılan kişi affetmeyi tercih edebiliyor. Fakat aldatan kişinin davranışları katı ve uyumsuz (hata yaptığını reddetme veya sorun yaratan davranışları sürdürme gibi) olarak algılanırsa aldatılan kişi karşı tarafı affetmemeyi seçebiliyor. Yakınlık, sadakat ve ilişkiden alınan doyum gibi faktörler de affetme kararının alınmasında önemli belirleyicileri oluşturuyorlar. Yakınlık, sadakat ve doyum hissinin fazla olduğu ilişkilerde partnerler daha affedici olabiliyorlar.
Aldatılan biri partnerine karşı öfke duymanın yanı sıra utanç duygusunu da deneyimleyebiliyor. Öfke duygusunun ortaya çıkmasına, güvenli liman olarak görülen ilişkinin artık güven vermeyen ve arzu edilmeyen bir yere dönüşmüş olması sebep olabiliyor. Aldatılmayı tecrübe etmiş kişilerin güvenilir bir ilişki kurmaya dair inançları zayıflıyor ve bu insanlar ne kadar çabalarlarsa çabalasınlar sonunda zarar göreceklerini düşünebiliyorlar. Yeni bir ilişkiye başlayabildiklerinde ise zarar görme olasılıklarını en aza indirmek için kontrolcü davranışlar sergileyebiliyorlar.
Aldatma bağlamında affetme süreci belli adımlar içeriyor. Öncelikle aldatılan kişinin kendi içsel sürecini ve yüzleşmeyi yaşaması gerekiyor. Aynı şekilde aldatılan kişinin partnerini, onun pozisyonunu, sınırlarını ve en önemlisi niyetini kavraması da bu sürecin bir parçasını oluşturuyor. Affetmenin gerçekleşmesi, aldatan-aldatılan ilişkisinde sevgi ve güvenin tekrar oluşumuna katkıda bulunmayı ifade ediyor. Sevgi ve güvenin tekrar oluşabilmesi için aldatılan tarafın karşısındaki kişiye hatalarını telafi edebilmesi ve kendisine yeniden güvenilebileceğini göstermesi için fırsat vermesi gerekiyor. Partnerler aldatmanın ilişkiye verdiği zararları ve ilişkilerini iyileştirmek adına neler yapabileceklerini açık ve direkt bir şekilde konuştuktan sonra sağlıklı bir affetme gerçekleşebiliyor. Bu adım "açık bağışlama eylemi" olarak adlandırılıyor.Affetmenin tam anlamıyla gerçekleşmesi için kişinin öfke ve intikam duygularının dinmiş olması yeterli olmuyor. Aynı zamanda aldatılan kişi eğer gerçekten karşısındakini affetmek istiyorsa partnerine karşı yeniden olumlu duygular besleyebilmesi gerekiyor. Dolayısıyla affetmeyi olumsuz duyguların yerini olumlu olanların aldığı içsel bir süreç olarak görebiliriz. Affetmeyi kişinin kendi içinde gerçekleştirebilmiş olması ve tarafların yaşananlar üzerine açıklıkla konuşabiliyor olmaları affetme konusunda oldukça önem taşıyor.