Otizm Spektrum Bozukluğu ve Romantik İlişkileri

yer tutucu

Sedanur Akyavaş

Otizm Spektrum Bozukluğu ve Romantik İlişkileri

Moonlight Over The Ocean - Marianna Foster

Moonlight Over The Ocean - Marianna Foster

Nörolojik bir altyapısı olan Otizm Spektrum Bozukluğu, bu tanıya sahip bireylerin sosyal, davranışsal ve iletişimsel alanlarda yaşadıkları zorluklar ile karakterize ediliyor. Otizm spektrum bozukluğuna sahip bireylerin tipik gelişim özellikleri gösteren kişilere nazaran duyguları tanımada, empati kurmada ve sosyal ortamlarda bulunmada zorluk yaşadıkları görülüyor. Bu kişilerin zihin teorisi yeteneklerinin de daha düşük olduğu biliniyor. Sosyal ortamlarda bulunmakta yaşadıkları zorluklar, konuşmalara uygun cevap vermekte zorlanmayı ve hatta bu zorluktan dolayı sosyal ortamlardan uzaklaşmayı da barındıyor.
relate-banner

Yukarıda açıklanan ve sosyal becerileri etkileyen bu durumlar, aslında otizm spektrum bozukluğuna sahip bireylerin hem romantik ilişkilerinde hem de romantik ilişki kurma aşamasında yaşadıkları zorlukların temel nedenini oluşturuyor. Güncel araştırmalara göre tipik gelişim gösteren bireyler ve otizm spektruma sahip bireyler romantik ilgi duyma veya romantik ilişki içinde bulunma konularında benzer eğilimler gösteriyorlar. Ancak konu ilişki sürdürme başarısına ve romantik ilişkiden duyulan tatmine geldiğinde otizmi olan bireylerin ilişkilerini sürdürmede daha az başarı gösterdikleri ve ilişkilerinden daha az tatmin oldukları bulunuyor.

Aynı araştırma, bu durumun nedenlerine inildiğinde, sosyal ortamda bulunmada yaşanan zorluklar, konuşmalara uygun cevaplar verememek gibi yukarıda açıklanan sosyal problemlerle ve sosyal ortamlarda bulunulduğunda gelen yoğun endişe hissi ile karşılaşıldığını buluyor. Bu aslında kurulan sosyal bağların ilişki kurma şansı açısından önemli bir role sahip olmasından kaynaklı olabiliyor. Örneğin, otizm spektrumunda bulunan kişilerin romantik ilişki kurulabilecek ortamlara daha az erişimlerinin olduğu bulunuyor. Ek olarak, otizm spektrumlu bireyler ve tipik gelişen bireyler arasında romantik ilişki deneyimleriyle ilgili akran paylaşımının daha az olduğu bulunuyor. Bu sebeple bu kişilerin sosyal bağlarının ve akranlarıyla yaptıkları paylaşımının artması olası çözümler haline geliyor. Bu çözüm yolları otizmi olan bireylerin tipik gelişen bireylere kıyasla ilişki kurma ve sürdürme konusunda taşıdığı yoğun endişenin azalmasında da önemli bir konumda bulunuyor.

Ancak bu çözüm yollarının önünde büyük bir engel bulunuyor: Etiketleme. Otizm spektrum bozukluğu hakkında yanlış bilinenler, bu bireylere karşı bir ön yargı oluşturuyor. Bu ön yargı bilinçli veya bilinçsiz olarak o bireylere karşı bir ayrımcılık olarak ortaya çıkabiliyor. Bu ayrımcılığın fazla olması etiketleme olarak ortaya çıkıyor ve bu bireylere karşı negatif tutumların oluşmasına sebep oluyor. Örneğin daha az sayıda semptoma sahip kişiler bu etiketlemeye maruz kalıp yalnızlık, zorbalık, düşük kaliteli sosyal ilişkiler ve reddedilme gibi olumsuz durumları deneyimleyebiliyorlar. Toplumun önemli bir kısmından gelen bu tutumların kendisinde yarattığı etkiyi otizmli bir kişi şu şekilde ifade ediyor: "Etrafta bu konuyla ilgi çok fazla saçma şey söyleniyor. Sinirsel durumumu insanlara anlatmak kendimi güvende hissettirmiyor."

Tekrar romantik ilişki konusuna geldiğimizde otizm spektrumunda olan bireylerin ve tipik gelişen bireylerin romantik ilişkiden beklentilerinin farklı olduğu görülüyor. Birincisi, otizmli bireylerin daha çok, açık ve doğrudan iletişime önem verdiği gözlemleniyorken tipik gelişen bireylerde bunun daha az öneme sahip olduğu, hatta doğrudan olmayan, gizli iletişimin daha önemli olduğu vurgulanıyor. İkincisi, otizmli bireyler karşılarındaki kişinin de otizmli olması ya da benzer bir tanıya sahip olmasını önemsiyorken tipik gelişen kişilerde bunun bir öneme sahip olmadığı görülüyor. Üçüncüsü, ilişkideki engeller konusuna gelindiğinde otizmli bireyler bu durumu tanılarının getirdiği bir dezavantaj, yabancılaşma ve etiketleme olarak algılamaktayken tipik gelişen bireyler ise bu durumu farklı ihtiyaçlar olarak tanımlıyor.

Otizm özelliklerinin romantik ilişkilere etkileri ile ilgili yapılan çalışmaların çözüm önerilerini de beraberinde getirdiği görülebiliyor. Amerika'da bir müdahale programı, otizmli bireylerin romantik ilişki sürdürme becerilerine katkıda bulunmak için geliştiriliyor. Bu program otizmli kişilerin sosyal becerilerini, empatilerini ve destek alanlarını geliştirmeyi hedefliyor. Programın başarılı olup olmadığını ölçmek için yapılan çalışmada, programa katılan bireylerin katılmayanlara oranla önemli bir gelişim gösterdiği bulunuyor.

Otizmli bireylerin yararını gözeten başka bir çözüm önerisi de cinsel eğitim konusuyla ilgileniyor çünkü bu bireylerin cinsellik konusunda daha dezavantajlı oldukları belirtiliyor. Örneğin, tipik gelişen bireyler ergenlikle oluşan fiziksel değişimlerin etkisiyle, bir cinsellik eğitimi olmadan cinsellikle ilgili bilgileri kavrayabiliyorken otizmli bireyler için cinselliği kavramak daha zor bir durum olabiliyor. Bunun somut bir örneği olarak mastürbasyon ele alınabiliyor. Otizmli bireylerin mastürbasyon yapma konusunda bir eğitime ihtiyaç duyma ihtimallerinin daha fazla olduğu düşünülüyor. Ayrıca bu eğitimin bir diğer olumlu etkisi ise da bu bireylerin uygunsuz cinsel davranış gösterme ihtimalini düşürmesi olabiliyor. Bir diğer açıdan baktığımızda ise bu eğitim otizmli bireylerin cinsel tacizi anlama konusundaki becerilerini de artırıyor.

Otizm bir spektrum bozukluğu olduğu için, burada söylenilen ilişkisel zorluklar ve sosyal becerilerin her otizm tanısı alan birey için aynı derecede geçerli olmadığını belirtirken; bu zorlukların otizm tanısı olmayan ancak otizmin karakteristik özelliklerine sahip bireylerde de gözlenebileceğini vurgulamak istiyoruz. Yaygın Otizm Fenotipi (Broader Autism Phenotype), duygu ile ilişkili konularda eksiklikler ve dolayısıyla güvensiz bağlanma, empatide ve kendini ifade etmede zorluklarla karakterize ediliyor. Otizmle olan bu ilişkisi nedeniyle, yaygın otizm fenotipi puanı yüksek kişilerin de ilişkilerde benzer problemleri yaşayabileceği tahmin ediliyor.

Otizm spektrumu tüm bunlara ek olarak değişimlere karşı direncin fazla olması ile karakterize ediliyor. Bu özellik, otizm tanısı olmayan ancak yaygın otizm fenotipi özelliği gösteren bireylerde de görülebiliyor. Bir çalışmaya göre, bu değişime karşı direnç özelliği uzun süreli ilişki sürdürme becerisi ile ilişkili bulunuyor. Yani başka bir deyişle, yaygın otizm fenotipi özelliklerini gösteren kişiler ile otizmli bireylerin aslında kısa süreli ilişkilerin aksine uzun süreli ilişki yaşama eğiliminde olduğu çıkarımı yapılabilir.

Güncel literatürde otizmli bireyler ile tipik gelişen bireyler arasında cinsel istek, romantik ilgi ve ilişki yaşama isteği konularında önemli bir fark bulunmuyor. Ancak bu kanıya varılmadan önce, otizmli bireylerin diğer insanlara cinsel ve romantik ilgi duymadıkları ve kendi istekleriyle yalnız oldukları düşünülüyordu. Umuyoruz ki bu değişim gibi, otizmli bireylerin ilişkide veya ilişki başlangıçlarında, hatta sosyal ortamlarda yaşadıkları zorluklarla ilgili çözüm önerileri günlük hayatlarımıza da uygulanabilir ve ön yargılardan kaynaklanan problemler olabildiğince azalır.

[1] Lamport, D. & Turner, L. A. (2014). Romantic Attachment, Empathy, and the Broader Autism Phenotype among College Students. Journal of Genetic Psychology, 175(3), 202-213.
[2] Hancock, G., Stokes, M. A. & Mesibov, G. (2020). Differences in Romantic Relationship Experiences for Individuals with an Autism Spectrum Disorder. Sexuality and Disability, 38, 231-245.
[3] Cunningham, A., Sperry, L., Brady, M.P., Peluso, P.R. & Paluetti, R.E. (2016). The Effects of a Romantic Relationship Treatment Option for Adults With
Autism Spectrum Disorder. Counseling Outcome Research and Evaluation, 7(2), 99-110.
[4] Sala, G., Hooley, M. & Stokes, M. A. (2020). Romantic Intimacy in Autism: A Qualitative Analysis. Journal of Autism and Developmental Disorders, 50, 4133-4147.
[5] Koegel, L. K., Detar, W. J., Fox, A. & Koegel, R. L. (2014). Romantic Relationships, Sexuality,and Autism Spectrum Disorders. In Volkmar, F. C., Reichow B. & McPartland, J.C. (Eds.), Adolescents and Adults with Autism Spectrum Disorders (pp. 87-104). Springer.[6] Jobe, L.E. & Williams, W. S. (2007). Loneliness, Social Relationships, and A Broader Autism Phenotype in College Students. Personality and Indıvıdual Differences, 42, 1479-1489.

Benzer yazılar

Sizin Aşkınız Hangisi?

Hiç aşık oldunuz mu? Peki aşkın ne anlama geldiğini düşündünüz mü? Aşk ne demek, hadi gelin birlikte bakalım.

Kaygı Flört Etmemize Engel Değil

Yüksek düzeyde kaygıya veya kaygılı bağlanma stiline sahip olmak zaman zaman kendimizi sabote etmemize ve geçmişteki olumsuz deneyimlerimize saplanıp kalmamıza sebep olabiliyor. Peki kendimizi sabote etme halinin üstesinden gelmek için neler yapabiliriz?
One Hundred Years of Solitude No.31 - Zhu Zhengming

İlişkisiz, Mutlu, Huzurlu

Herkes romantik bir ilişkiye sahip olmak zorunda mı? Tek başımıza mutlu olmamız mümkün değil mi? Seçilmiş bekarlık kavramıyla tanışın!
Mother and Child by Katie M. Berggren

Aile İçinde Öğrendiğimiz İlişki Modeli Gelecek Romantik İlişkilerimize Nasıl Yansıyor?

Hepimiz ilişki kurmanın farklı yollarını ailemizde öğreniyoruz. Ancak öğrendiğimiz bu yollar her zaman bizi mutlu etmeyebiliyor.

Romantik İlişkiler ve Psikolojik Sağlık

Romantik ilişkiler psikolojik sağlığı nasıl etkiliyor? Bu yazıda psikolojik sağlık ile ilişkiler arasındaki ilişkiyi derledik.
Negro - Cristina Troufa

Tehdit ve Bakım Kaynağı Aynı İnsan Olduğunda - Düzensiz Bağlanma

Bağlanma stillerinin çok popüler olmayan ancak belki de anlaşılmaya en çok ihtiyaç duyan türü: düzensiz bağlanma. Detayları yazımızda.
We Need to Talk About Kevin - Lynne Ramsay (2012)

Bir Anne-Oğul Çatışması: We Need to Talk About Kevin

Hazırlıksız annenin, oğlu Kevin ile bağ kuramamasını anlatan bu film, istenmediğini hisseden çocuğun neler yapabileceğini gösteriyor.
The Meal - Alex Gross (2016)

Bağlanma Stilleri ve Ayrılık Sonrası Davranışlar

Eğer ayrılmayı isteyen ve ilişkiyi bitiren taraf biz değilsek ayrılık sonrası kısa dönemde davranışlarımızı neler belirler?
The Letter - David Hettinger

Bitmek Bilmeyen Erteleme Döngüsü

İşlerini son ana bırakanlardan mısınız? Yumurta kapıya dayanmadan odaklanıp çalışamadığınızı mı düşünüyorsunuz? Erteleme davranışının pençesine takılmış olabilirsiniz!
A Moment! - Holly Warburton

Öpüşmenin Tarihi ve Etkileri

Öpüşmek, midemizde kelebekler uçuran bir deneyim! Neden öpüştüğümüz ve öpüşmenin günümüze nasıl geldiği ise işte bu yazımızda.

footer